xxiv.

336 31 32
                                    

standing egg - i'll pick you up

+

Bir çocuk parkının kenarındaki bankta oturmuş on dakika önce biraz gerideki tezgahtan aldıkları balık keklerini yiyorlardı. Daha doğrusu Yeo Reum gözlerini önüne dikmiş elindeki balık kekinden ufak ve iştahsız ısırıklar alırken Jae Bum, çocuk parkında kalan son iki çocuktan birini izliyordu ve balık kekinden değil ısırık almak kese kağıdının içinden çıkarmamıştı bile.

Aslına bakılırsa çocuğu görmüyordu. Zihninde kadının biraz önceki görüntüsü vardı. Sadece bir saniye. Sadece bir saniye daha öyle kalmış olsalardı, kadının şaşkınlıkla aralanmış dolgun dudaklarını kendi dudaklarıyla örtecekti. Yutkundu. O an aklından geçen buydu.

Bu yanlış Jae Bum.

Gözlerini kapatıp derin nefes aldı ve kadına baktı. Artık elindekinden ufak ısırıklar almayı bırakmıştı. Elleri kucağına düşmüş ve gözlerini de elindekine dikmişti. Bir süre sonra kemirdiği balık kekini kucağındaki kese kağıdının içine attı ve kese kağıdını yanına bıraktı.

"Ben balık keki sevmem ki." diye mırıldandı.

"O halde neden aldın? Çok hevesli görünüyordun."

Yeo Reum, Jae Bum'un sorusuyla irkildi. Şaşkın gözlerle ona baktığında genç kadının bu kelimeleri gayriihtiyari dile getirdiğini fark etti. Genç kadının dudakları aralanıp yeniden kapandı. Dili dudağında gezindi ve hafifçe öksürüp konuştu.

"Sesli düşündüm," dedi, boğazını temizlemek için hafifçe öksürdükten sonra. "Neden aldığımı bilmiyorum. Sadece almak istedim."

Yeo Reum'un elinden tutup ayağa kalktı. Parkın dışına doğru yürürken şaşkınlıkla ona bakan kadına baktı: "O halde düzgün bir şeyler yiyelim."

-

"Ne düşünüyorsun?"

Yeo Reum yemek çubuğuna doladığı erişteyi ağzına atmak üzereyken Jae Bum'un sorusu üzerine erişteleri kaseye geri bırakıp ona baktı.

"Hımm?"

"Kurs için."

"Ha. Bilmem. Sen?"

Jae Bum başını yana yatırıp ona baktı. Ardından tek omzunu kaldırıp yemek çubuklarının arasına aldığı karidesi ağzına attı.

"Düşünelim."

"Düşünelim."

Sessiz geçen yemeğin ardından eve dönerken Yeo Reum aklına gelen kelimelerin diline dökülmesine izin verdi.

"Oyun hamuru."

Jae Bum gözlerini yoldan kısa bir an ayırıp ona baktı. Yeniden önüne dönerken sordu.

"Hımm?"

Yeo Reum bakışlarını Jae Bum'a çevirirken başını koltuğa yatırıp konuştu.

"Oyun hamurlarıyla oynamayı sever misin?" diye sordu.

Jae Bum'un kaşları bu soruyu neden sorduğunu anlamaya çalışırken çatıldı. Ancak yine de soruyu cevapladı.

"Çocukken keyif alırdım, evet. Onlarla oynamayalı uzun zaman oldu."

Yeo Reum konuşmadan önce gözlerine giren kâküllerini düzeltti. Topuzdan kurtulan bir tutam saçı kulağının arkasına attı. Gözlerini direksiyonun ortasındaki ambleme dikti.

Stopline | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin