wable - little miss sunshine
+
“Yeo Reum?”
Genç kadın gözlerini bilgisayar ekranından ayırıp omzu ile kulağı arasında sıkıştırdığı telefonu eline aldı ve ekrana baktı.
“Jae Bum?”
Neden aramalarını hep bu soru tonlamasıyla cevaplıyordu, bilmiyordu.
“Benim. Nasılsın?”
Bilgisayar ekranının üzerinden gözlerini ofistekilerin üzerinde gezdirirken cevapladı. Bu davranışına anlam veremedi.
“İyiyim, sen?” diye cevapladı, gözlerini önündeki klavyenin space tuşuna indirirken.
“Ben de.”
Hattın diğer ucunda sıkıntılı bir iç çekiş duyduğunda Yeo Reum, sırtını dikleştirip kulak kesildi. Gelecek şeyin ne olduğunu merak ediyordu.
“Baksana,” diye başladı Jae Bum. “Öğle yemeğinde ne yapıyorsun?”
“Yakınlardaki bir kafeye gideceğim..”
“Peki,” dedi son heceyi uzatarak. “Sana eşlik edebilir miyim?"
Genç kadın önce sanki genç adam karşısındaymış gibi şaşkın şaşkın bilgisayar ekranına baktı, ardından ağır ağır başını salladı. Nihayet cevapladığında ise sesi biraz önceye göre bir ton düşüktü. Bunu yanlış anlamasından korkarak boğazını temizlemek için hafifçe öksürdükten sonra yineledi.
“Olur, tabi.”
“Kaçta orada olmalıyım?”
Yeo Reum gözlerini, gözlerini dikmiş olduğu bilgisayar ekranının sağ alt köşesine indirdi.
“İki saat sonra?”
“Tamam. On ikide orada olurum.”
“Sana konum atarım.”
“Tamam. Görüşürüz. İyi çalışmalar.”
“Teşekkür ederim.”
Alt dudağını ısırarak telefonu kapattı. Pekala, şimdi neden vücut ısısı birkaç derece yükselmiş ve yerinde duramayacak gibi hissediyordu? Masanın sol tarafında istiflenmiş müsvedde kağıtlarından birini eline geçirip bir yelpaze gibi kullanarak yüzüne doğru salladı. Bu, işe yaramayınca bu histen kurtulmak için başını iki yana sallayıp ayağa kalktı ve kendine kahve almak için ofis mutfağına ilerledi. Bir karton bardak çekip kendine filtre kahve doldurdu.
Masasına geri döndüğünde sakindi. Kahvesinden bir yudum aldı ve derin bir nefes alıp çalışmaya geri döndü. Saat on ikiye yaklaşırken üzerinde çalıştığı sunuma son halini verip son kez gözden geçirdikten takım liderine ve metin yazarına gönderdi.
Yeniden saate baktığında on ikiye on dakika olduğunu gördü. Bilgisayarını kapatıp çantasının için makyaj çantasını kaptığı gibi aceleyle tuvalete gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stopline | Jae Bum
Fanfiction"Yah! Ölmek mi istiyorsun?" Genç adam arkasını dönüp gitmek üzereyken duyduğu bu soru üzerine elindeki bir çift boks eldivenini yerdeki su birikintisine fırlatıp iki adım ötedeki genç kadına yürüdü. Ellerini kadının yanaklarına yerleştirdi ve yüzün...