xxxi.

341 34 28
                                    

billie marten - vanilla baby

+

“Senden hoşlanıyorum.”

Kelimeler kalp atışlarının arasında yankılanmaya devam ediyordu. Senden hoşlanıyorum. Kadın titreyen kirpikleri ile çevrelenmiş bakışlarını ona çevirdiğinde gayriihtiyari nefesini tuttu.

“Bir şey söylemek zorunda değilsin.” dedi kadın, melodik bir tınıyla. “Ben sadece bunu içimde tutmak istemiyorum.” Kahvesinden bir yudum daha alıp fincanı yerine koyduktan sonra çantasını aldı ve ayağa kalktı. “Kalkalım mı?”

Onun cevabını beklemeden kafenin çıkışına ilerleyen kadını takip etti. Arabanın yanına geldiklerinde kapıyı onun için açık tuttu. Ardından kendisi de oturdu. Arabayı çalışmak üzere anahtarı kontağa takarken Yeo Reum konuştu.

“Beni markette bırakır mısın? Bir şeyler almam gerekiyor.”

Yalnız kalmak istiyor.

Sessiz kalıp arabayı çalıştırdı.

Evinin bulunduğu sokağın girişindeki marketin önünde durup Yeo Reum’a baktı. Genç kadın emniyet kemerini çıkarıp kapıyı açmak için uzanırken ona baktı.

“Teşekkür ederim.”

Arabadan çıktı ve kapıyı kapatmadan önce yeniden ona baktı.

“İyi akşamlar Jae Bum.”

“İyi akşamlar Yeo Reum.”

Bir süre market reyonlarının arasında gezinen kadını izledi. Elindeki alışveriş sepetini doldurup kasaya ilerlerken arabayı çalıştırdı ve bir üst sokaktaki evine sürdu.

Senden hoşlanıyorum.

Bu nasıl mümkün olabilirdi? Çevresindeki herkes ondan teker teker uzaklaşırken onu nasıl kendisine çekebilmişti? Kendini girişteki koltuğa atıp başını geri dayadı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Göz kapaklarında birbirini takip ederek dönüp duran görüntüler ona nefes alamayacak gibi hissettirdiğinde yeniden ayağa kalktı ve evin içinde dolaşmaya başladı.

Senden hoşlanıyorum.

Ya ben?

Sabahki düşünceler dizildi bu kez zihnine. Kadını artık sadece bir arkadaş olarak görmediğinin bilincindeydi Jae Bum; ancak hoşlanmak? Bu kadar basit değil. Üzerindekileri çıkarıp kirli sepetine attı ve aynanın karşısına geçti. Kendi hislerini bir kenara bıraktığında ve sadece kadının kendisine olan hislerine odaklandığında nefes alamayacak gibi hissediyordu. Sebebi buydu. Sebebi karşısında duruyor ve yorgun gözlerle ona bakıyordu. Tamamen bitmiş birini görüyordu orada. Yeo Reum gibi birinin hislerini hak etmeyecek birini. Arkadaşlığını bile hak etmiyorsun Im Jae Bum.

Gözlerini kapatıp yutkundu. Bakışlarını bir daha o adama çevirmeden kendini duşa kabine atıp suyu açtı.

Banyodan çıkıp üzerini giyindi. Mutfaktan bir bira kapıp oturma odasına döndü. Televizyonu açıp kanallar arasında rastgele gezinirken beyninin arka planında hala ona ait düşünceler dönüp duruyordu. Orta sehpanın üzerindeki telefonu titrediğinde bakışlarını oraya indirdi. Uzanıp aldı ve ekrana baktı. Menajeri arıyordu.

“Hyung?”

“Jae Bum-ah, sana bir haberim var.”

Jae Bum-ah, diye tekrarladı adamın hitabını. İyi bir haber olmalı. İçi sıkıldı. Televizyonun sesini kısıp elindeki bira kutusunu kenara bıraktı.

Stopline | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin