xx.

316 40 30
                                    

sam smith - how do you sleep

+

“Kim ile gittim dedin?”

Hye Ran’ın birkaç ton artan sesiyle oturdukları masaya dönen bakışlara çekingen bakışlar atıp Hye Ran’a döndü yeniden Yeo Reum. Masaya doğru eğilip onu sessiz olması konusunda azarladıktan sonra bakışlarını kaçırıp cevapladı.

“Jae Bum’la.”

Sessiz kaldığında bakışlarını Hye Ran’a çevirdi ve onun manalı bakışlarıyla karşılaştı. Kaşlarını çattı.

“Yah bakma öyle. Sana söylüyorum, sadece arkadaşım.”

“Bilemiyorum Yeo Reum. Yani... Sen yardım talep etmemişsin ama sana yardıma geliyor. Sen de kalıyor.”

“Çünkü evine yakındı ve o evi bana kendisi buldu. Bu yüzden sorumlu hissediyordu. Ayrıca ben de kalmıyor Hye Ran, sadece o gecelik bir şeydi. Kalmasını istedim çünkü o gece yalnız kalmak istemiyordum.”

Hye Ran tek kaşını kaldırıp çatalına geçirdiği roka ve cherry domatesi ağzına attı.

“Hye Ran.”

Hye Ran gözlerini devirdi.

“Gerçekten aramızda bir şey yok. Sadece beraber vakit geçirmekten hoşlandığım bir arkadaşım.”

Salatasından bir çatal daha aldıktan sonra sevimli bir şekilde gülümsedi.

“Biliyorsun Jin Woo da başlangıçta sadece beraber vakit geçirmekten hoşlandığım bir arkadaşımdı.”

Yeo Reum gözlerini devirdi. Artık bu konuya katlanamıyordu. Bıkkınlıkla soluyarak nefesinin altından sordu.

“Bu konuyu artık kapatabilir miyiz?”

“Tamam. Ama Hye Ran demişti, dersin.”

Yeniden gözlerini devirdi.

“Mesela şu an onunla konuşmak istiyor musun?”

“Hye Ran!”

“Hadi ama Yeo Reum, üç gündür konuşmadığınızı söyledin. Elin sürekli telefona gidiyor öyle değil mi? Sürekli telefonunu kontrol ediyorsun.”

Yeniden bıkkınlıkla soludu Yeo Reum. Arkadaşının gözlerine baktı. Ona bakmak Yeo Reum'ı eski mahalleye götürüyordu. Üzerinde her zaman sakinleştirici bir etkisi vardı. Ve çözücü. Dudağını yaladı, bakışlarını karşısındaki kadının muzip bakışlarından kaçırıp konuştu.

“Biliyor musun, ilk kez birine o kazadan bahsettim. Kyung Hoon bile bunu bilmiyor.”

Kadının tepkisini görmek için yüzünü kaldırıp ona bakamadı. Omuz çekti.

“Biliyor musun,” diye başladı yeniden, “Jae Bum’la birlikteyken bazen şunu düşünmeden edemiyorum.”

Birbirine kenetlenen parmakları birbirine işkence etmeye başladı.

“Yani... Jae Bum mu çok dikkatli yoksa Kyung Hoon mu fazla yüzeyseldi?  Yani... Benim nilüfer çiçeğini sevdiğimi dört yılda hiç fark etmedi.”

Sustu ve dilini kuruyan dudaklarında gezdirdi.

“Yani... Evet ilgiliydi. Zevklerimiz uyuşuyordu. Ortak yönlerimiz vardı. Evet, mutluydum, onu seviyordum. Evlenmeyi kabul ettim sonuçta onunla. Ama şimdi düşününce... Her insanın aynı olmayacağını biliyorum elbette. Kıyaslamıyorum. Sadece böyle küçük detaylara dikkat etmesi iyi hissettiriyor. Bilmiyorum.”

Stopline | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin