Medya kesinlikle Gizem'in ruh halini anlatıyor.. :-)
Dalgamı geçiyor bu benimle dün bana gelicem demişti. Sesimin yüksek çıkmasını umursamadan konuştum.
"Şakamısın arkadaşım sen ne demek gelmeyecek boşunamı erkenden geldim buraya ben! "
En azından erken gelmesemde gelmeye çalışmıştım. Sinirden gülüyordum şuan.
"Konu ne bilmiyorum ama o zaten sevmez böyle gezileri falan sana gelmeyeceğini söylemedimi?"
Bu da arkadaşı gibi ukala, birde gülüyordu. Ama bunun hesabını sorucaktım ona. Ya da bir dakika ya biz farklı kişilerdenmi bahsediyoruz acaba çünkü dün bayağ kararlıydı bu.
" Şu bahsettiğin Urazın resmini gösterirmisin emin olmadan sinir krizi geçirmek istemiyorum çünkü."
"Gösteririm tabi de sinir krizi ne alaka."
"Boşver boşver"
Telefonunu çıkarıp bir kaç bişey yaptıktan sonra resmini gösterdi. Oydu gülümseyerek poz vermişti ve yakışıklıda çıkmıştı puşt. Gözlerimi kapatıp biraz sakinleştikten sonra konuştum.
"Adın ne?"
"Akın"
"Akın anladığım kadarıyla geziye gelmeyeceksin üzerinde forman yok çünkü."
"Evet gelmeyeceğim."
"Peki sana bir şey versem ona ulaştırırmısın."
"Ulaştırırım tabi ama acelem var ne vereceksen biraz hızlı olurmusun."
"Tamam fazla vaktini almayacağım benimle 5 dakika kantine gelirmisin."
"Hayı.."
"Lütfenn!! "
Bu da arkadaşı gibi uyuz. Zar zor ikna edip onu kantine getirebilmiştim. Urazı birazcık sinirlendirsem birşey olmazdı dimi bu yaptığından sonra hak ediyordu.
Kantine geldiğimizde ona masayı gösterip bende kantinden ayran ve kahve almıştım. Mehmet abiden zar zor tost yaparken kullandığı ketçap ve mayonezi de aldıktan sonra elimdekileri plastik tepsiye koyup masaya Akın'ın yanına gittim.
"Onları ne yapıcaksın?"
"Sanat yapıcam sende beni videoya çekeceksin anlaştık mı?"
Kolumdaki saate baktığımda gezinin başlamasına on dakika kalmıştı biraz daha acele edip çantamdan poşeti çıkarıp masanın üzerine koydum.
"Kızım işim gücüm var oyalama beni ya ne sanatı."
"Ya lütfen dediğimi yaparmısın iki dakikanı almaz. "
Oflayıp telefonundan kamerayı açtıktan sonra eliyle çekmeye başladığını belirti.
Poşetten formayı çıkarıp masaya gelişi güzel koyduktan sonra üzerine kahveyi ve ayranı sırayla gezdirdim.
"Manyakmısın lan sen napıyosun."
"Çekiyorsun dimi?"
"Umarım o forma Uraz'a vericeğin şey değildir." deyip sırıtmıştı.
Cevap vermeyip tüm ciddiyetimle formanın üzerine ketçap ve mayonezide döktükten sonra formayı gelişi güzel toplayıp poşete koyup Akına uzattım.
Hala elinde telefon beni çekiyordu. Madem bu kadar çekti bi konuşma da yapayım değilmi.
"Sırık gördüğün üzere formanı söz verdiğim gibi yıkayıp ütüledim ama öğrendim ki bana küçük bir şaka yapmışsın. Bu da benim senin şakana karşılık hediyem umarım beğenirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRİUS
Teen FictionGeçmiş, gerçekten geçmişmiydi? Bitmişmiydi gelecek ile olan kavgası? Peki kimdi kazanan.. Gelecek olanın geçmişi mi daha acımasızdı, yoksa geçmişin yaşananları mı? Hangisi daha çok yaralardı insanı? Babasının işi dolayısıyla başka bir şehire taşına...