1.

3K 87 81
                                    


Tom'un kolunu tuttum ve kendime çevirdim


"Sırlar odasını sen açtın değil mi?"

"Bu seni ilgilendirmez" diye tısladı. Sesi soğuk ve ürperticiydi. Kolunu kurtarıp yürümeye devam etti. Koridorda kimsenin olmadığına emin olunca arkasından bağırdım

"Ya ben ölürsem Tom!"


Arkasını döndü ve yanıma geldi "Umrumda değil" kısık bir sesle konuşmuştu, başka kimsenin duyamayacağı şekilde. Sonra devam etti bu sefer sesini yükseltmişti "Şimdi ortak salonuna dön. Sana zarar gelsin istemeyiz" arkasını dönüp gitti. Bense son söylediği şeyle afallamıştım. 

O sırada arkamdan ayak sesleri geldiğini duydum. Arkamı dönünce birinci sınıf öğrencilerini gördüm. Tom onları görünce örnek öğrenci sıfatını takınmıştı. Başımla selam verip oradan uzaklaştım. Sesi beynimde yankılanıyordu 'umrumda değil'. Bana hep hakaret ederdi. Kötü şeyler söylemesine alışmıştım. Ama bu ağırdı. Demek ki ölürsem bile umrumda olmayacaktı. Peki

Tom'u seviyordum... Ona aşıktım, bu diğer kızlar gibi gelip geçici bir heves değildi, bu takıntı değildi, biliyordum. Ama Tom bana hiç o gözle bakmadı. O bana düşman, aşağılık, bulanık gözüyle bakmıştı hep. Yeşilin en mükemmel tonu beni görünce nefretle parlardı. Gerçi ne bekliyordum? Beni sevmesini mı? Hah, saçmalık. Lord voldemort beni sevecek öyle mi?

Bunları düşünürken tabloya varmıştım. Paraloyı söyleyip içeri girdim. Vakit kaybetmeden yatakhaneye çıktım. Yatağıma oturup yan taraftaki çekmeceyi açtım. Parmaklarım Harry, Ron ve benim fotoğrafım bulurken gözümden bir damla yaş düştü. Tam 2 sene olmuştu buraya geleli. 

Flash back

Kütüphanede kitapları karıştırıyordum. Zamanda yolculuk kitabını görünce elime aldım. Kapağını inceledim, kütüphanenin en dip köşesinde yerde duruyordu. Üzerine birkaç örtü örtülmüştü. Merakıma yenik düşerek kapağını açtım. O sırada etrafa bir ışık hüzmesi yayıldı.

Gözlerimi açtığımda dumbledore'un ofisindeydim. Bir kehanetten bahsetti dumbledore. Ben kehanetteki kızdım.

Flash back sonu

Dumbledore harry ve ron'a durumu anlatmış olmalıydı. Fotoğrafı göğsüme bastırdım.

"Keşke yanımda olsanız"

Bir süre sonra fotoğarı çekmeceye yerleştirdim. Büyü yardımı ile üzerimi değiştirip yatağıma uzandım. 

●●●●●●●●●●●●●● (birkaç ay sonra)

Sırlar odası kapanmıştı mrytle ölmüş, Hagrid suçlanmıştı. Şimdi koridorda tek başıma yürüyordum. Ta ki arkamdan bir ses duyana kadar...

" AVADA KEDAVRA" gözlerim son bir şey seçebilmişti yeşil ışığın içinden... Sapsarı saçlar

●●●●●●●●●●●●●● (yazar'dan)

Genç oğlan koridorda yürüyordu. Koridorun dönemeç noktasına geldiğinde yere saçılmış kıvırcık saçlar görmeyi beklemiyordu. Temkinli adımlarla yanına yaklaştı. 'bayılmıştır' omuz silkip uzaklaştı. 

●●●●●●●●●●●●●(yazar'dan)

Oğlan yemek masasına oturduğunda dumbledore kürsüye çıktı

"Yemeklerimize bir süre ara verip buraya bakmanızı rica ediyorum." herkes oraya döndüğünde konuşmayı sürdürdü "Bunu söylemek ne kadar zor olsada-" bir süre duraksadı "iki sene önce aramıza katıla Hermione Granger koridorda ölü bulunmuştur." bir sürü kişi aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Yeşilin en güzel tonu ise kısılmış ve dumbledore'un konuşmasına devam etmesini bekliyordu. "Ancak bunun basiliks saldırısı sonucu olduğunu düşünmüyor-" konuşmasına devam edemedi profesör. Onun yerine asasını kaldırıp bir büyü fısıldadı 

'Lumos' bununla beraber tüm okul sırayla bu büyüyü fısıldadı. Tom ise bundan pek etkilenmemişti. Değil mi?

●●●●●●●●●●●●● 

İşte Tom Riddle'ın -namı değer voldemort- hikayesi buydu. O günden sonra ilk defa ağlamıştı. Genç kız onun için çok değerliydi. Bunu hiçbir zaman ona belli etmemişti ama kıza içten içe birşeyler hissediyordu. Ron ve Harry ise yıkılmışlardı. Ama tom riddle ile aralarında bir fark vardı. Onlar Hermione Granger'ın dileğini yerine getirmek için çalışmışlardı, iyiliği gün yüzüne çıkarmak için.

Tomione one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin