(mutlu sonla bitiyor)
Hermione gözlerini kapattı. Sanki siyah incinin güvertesine vuran dalgaları duyabiliyordu. Oysa şuan sahnedeydi, okyanusdan, dalgalardan, Jack'den, Barbossa'dan, Siyah inciden, Tom'dan kilometrelerce uzaktı. Bir yandan şarkısını (medya) söylerken bir yandan hayal ediyordu. 11 yaşındaki küçük Hermione'yi hatırladı
Kıvırcıklı saçlı kız bacaklarına sarıldı. Hava çok soğuktu ve sadece ismini bildiği birinin teknesindeydi.
"Üşüdüysen battaniyeyi al" dedi Jack
Hermione küstah tavrını korudu "Battaniye nerede bilmiyorum ki"
Jack sakinleşmek için bi nefes aldı "Dolapta"
Hermione küçük dolaptan kırmızı bir battaniye çıkardı. Üzerine sardı ve kendini ısıtmaya çalıştı.
Sonra ilk baba deyişi geldi aklına.
Hermione 13 yaşına gelmişti. Son 2 yıldır Jack'le araları pek iyi sayılmazdı. Jack ona Barbossa'yı anlatmıştı, 10 yıl önce Barbossa ile araları iyiymiş onu ölümünde terk edip gidene kadar tabii.
Hermione bunları düşünürken geminin arkasından bir gürültü koptu. Hızla ayağa fırlayıp dışarı çıktı. Siyah inciyi gördü. Siyah yelkenleri havada dalgalanıyordu.
Tam bu birkaç korsan'ın gemiye atlamasıyla sarsıldı.
"BABA!" diye haykırdı Jack'e itafen. Büyük ihtimalle uyuyordu. "BABA!" diye haykırdı tekrar ama bağırışları korsanların birer iskeletten ibaret olduklarını fark edene kadardı. (Bir lanet yüzünden ay ışığında iskelete dönüşüyorlar)
Çok iç açıcı bir hikaye değildi ama özeldi işte. Sonra Tom geldi gözünün önüne, aslında hiç gitmemişti...
Barbossa'nın lanetinden kurtulmuşlardı. Şimdi Barbossa ile çok yakınlardı. Son 3 yıldır Siyah inci'de ellerindeydi. (Hermione 17 yaş)
Peki beladan kurtulmuşlar mıydı? Tabii ki hayır.
Bu sefer Salazar başlarına çıkmıştı. Şimdi Salazar'ın gemisindeydi. (Kaçırıldı) İşkence görüyordu ama babasının (Jack) yerini söylememekte ısrarcıydı.
Salazar'ın herkesten sakladığı bir oğlu vardı. Tom Marvolo Salazar, ilk başlarda Hermione'ye yapılan işkenceleri izlemeye gelirdi ama bir anda vaz geçmişti.
Kapının açıldığını duydu genç kız. Tom içeri süzülüp arkasında durdu. Aceleyle ellerindeki ipi söktü. Bir yandan konuşuyordu.
"Kaç, git birdaha dönme"
10 yıl olmuştu, üzgündü evet her gece aynı rüyaları görüyordu. Sürekli tekrar yaşıyordu bu ona acı veriyordu. Bir anda kopan alkışla gözlerini açtı.
................
Hermione güneş gözlüğün taktı. Ayarladığı gemiye baktı.
"Bayan Granger hoş geldiniz" dedi sakallı bir adam. (Granger soy ismini sahne için kullanıyordu.)
"Hoş buldum" dedi Hermione gülümseyerek.
"Baba" arkada duran 20-22 yaşlarında bir oğlandı sesin sahibi "Gemiye kadın alınmaz. Uğursuzluk getirir"
Yaşlı adam, sarışın oğlana ölümcül bir bakış attı "Buna ben karar veririm" sonra mahçup bir şekilde Hermione'ye döndü ""Oğlum adına özür dilerim"
"Önemli değil gerçekten, alışkınım"
................
Yola çıkalı iki saat olmuştu, fırtına çıkmıştı. Sarışın oğlan dümeni kontrol etmekte zorlanıyordu, babasının ise astımı tutmuştu.
Hermione koşar adım oğlana yaklaştı. "Ben hallederim"
Dümeni eline alınca hızla sağa kırdı. Bu hissi özlemişti. Yarım saatin sonunda fırtına dinmişti. Hermione sarışın oğlana yaklaşıp omzuna dokundu
"Sanırım bana bir özür borçlusunuz bayım"
"Ah, evet" oğlan tecrübesizce boynunu kaşıdı "özür dilerim"
..............
Sonunda karaya indiklerinde Hermione yaşlı adama döndü "Ben yanlız devam edeceğim. Siz burada inebilirsiniz"
"İyi şanslar Bayan Granger, lütfen dikkatli olun"
............
Hermione korsan adasında indi. Gemiyi bağlayıp han'a girdi. Tanımadığı bir çocuk bardakları temizliyordu.
"Brown burada mı?"
Çocuk Hermione'yi süzdü.
"SPARROW" topal bir adam tökezleyerek merdivenden inip Hermione'nin yanına yaklaştı
"Yaşlanmışsın Brown"
"Sen kendine bak"
"Neyse neyse, babam nerede?"
"Siyah incide"
"Beni götürebilir misin?"
"Çıkarım ne olacak"
Hermione söylenerek elini cebine attı "Asla değişmeyeceksin" biraz para çıkarım adamın eline bıraktı.
"Sen bunca yıl neredeydin?"
"Hiç sormayacaksın sanmıştım. Londra'daydım"
"Ne yaptın Londra'da"
"Şarkıcılık"
Bu sırada gemiye varmışlardı.
"BAKIN SİZE KİMİ GETİRDİM" diye bağırdı topal adam
"İşim var Brown"
"ÖYLE Mİ BARBOSSA"
Barbossa kafasını kapından çıkardı "HERMİONE"
..............
Buraya geleli yaklaşık 1 hafta olmuştu.
"Babası bitti oğlu başladı." Söylenerek kamaraya girdi Jack
"Kimden bahsediyorsun?"
"Salazar'ın oğlundan" Gidip içki şişesini aldı ve kafasına dikti
"Tom Marvolo Salazar mı?"
"İsmini nereden biliyorsunuz bayan ben herşey bilirim?"
"Boşver nereden bildiğimi, soruma cevap ver"
"Evet o"
Hermione bir süre yere baktı. "Sanırım biriyle bir konuşma yapmalıyım"
Barbossa kızın gözlerinin içine baktı. "Saçma-"
"GÖRÜŞÜRÜZ" Hermione çoktan gitmişti.
...............
"Bay Salazar, beni hatırladınız mı?"
Tom hermione'nin bileklerinden tutan adamına eliyle gitmesini işaret etti.
"Bayan Sparrow"
iki ruh burada buluşmuş ve asla ayrılmamıştı
yazdığım en uzun bölüm oldu. bu bölümün sorumlusu medyadaki şarkıdır
umarım beğenmişsinizdir