Yazar notu: Bu bölüm "Mo'nun Gizemi" isimli kitaptan uyarlamadır.
Tom ikide bir telefonunu kontrol ediyordu. Bildirim geldiğinde hızlıca açıp kimden olduğunu bakıyor, telaşa kapılıyordu. Geceleri ise durum daha fenaydı. Gözü sürekli Hermione'den gelebilecek olan mesajdaydı -saat farkı nedeni ile gece mesaj atması daha olasıydı-.
"Tom sen çok değiştin, sürekli telefona bakıyorsun. Aşık mı oldun yoksa?" Fleamont sözlerini söyledikten sonra bir kahkaha tutturdu. Ah şu Potter, ne gevşek bir adamdı.
Tom yüzüne yapmacık olduğu belli olan bir gülümseme yerleştirdi. "Tek değişen ben değilim ha (bunu söylerken kaşları ile Euphemia'yı gösterdi) Potter?"
Fleamont anında sustu. Euphemia'yı geçen yıl -çirkin olduğu gerekçesi ile- red etmişti ve şimdi Euphemia çok güzel bir hanımefendi olup çıkmıştı.
Tom ise düşüncelerine geri döndü. Hermione Türkiye'de yaşıyordu. Cennet adasında -Maldivler-, yani tatilde tanışmışlardı. Adaya bir anda gelen gizemli bir dörtlünün peşine takılıp, tatile heyecan katmışlardı. Tabii bu heyecan şimdi zehir olmuştu kendilerine. Kendini Tom ismi ile tanıtan adam, danışmadan adreslerini bir şekilde almıştı. Birkaç gün önce Hermione'nin evine boş bir kağıt postalanmıştı. Bunun gizemli dörtlünün işi olduğunu varsayıyorlardı. Hermione büyük bir tehlike altında olabilirdi. Tom, Hermione'ye acil bir durum olursa hemen polisi aramasını, eğer zaman bulamazsa kendisine yazmasını tembihlemişti. Aslında Hermione bunları yapmayı akıl edecek kadar olgun ve zekiydi ama Tom ne olur ne olmaz mantığı ile hareket ediyordu.
Bu sırada telefonuna gelen mesaj ile hemen telefonu eline aldı. Mesaj Hermione'den idi ve bu Tom'u daha çok telaşlandırdı.
Hermione: Tom
Hermione: Telaşlanmana gerek yok.
Hermione: Müsaitsen konuşmalıyız.
Tom: Müsaitim tabii ama senin uyuman gerekmiyor mu?
Hermione: Uyku tutmadı bende şu kağıdı incelemeye başladım.
Hermione: Biliyorsun annem fotoğrafçı,
Hermione: Elinde fotoğrafları netleştirmek ve fotoğraf ile ilgili başka birşeyler için farklı renklerde özel lambalar var.
Hermione: Kağıdı mor ışık ile incelediğimde "Maldivden sevgilerle" diye bir yazı çıktı ortaya.
Tom: Yani diyorsun ki şüphelerimizde haklı olabiliriz.
Hermione: Evet öyle diyorum.
Tom: Bak Hermione bu konuda dikkatli olmalısın.
Hermione: Olabildiğince dikkat ediyorum zaten, geceleri bile uyuyamamaya başladım. Ne yalan söyleyeyim biraz ürküyorum.
Tom: Seni anlıyorum ama kendini fazla yıpratma. Yat uyu şimdi, istersen sabah yazabilirsin bende uyuyamıyorum zaten.
Hermione: Görüşürüz
♡
Tom saatin kaç olduğunu bilmiyordu. Aklı hep Hermione'deydi. Şimdi Türkiye'de sabah-öğlen olmalıydı.
Tom: Hermione
Tom: İyi misin?
Hermione: Bende sana yazacaktım ama uyuyorsundur diye yazamadım.