Not: Bölümün ismi değişti!
Bankta bir genç kadın oturuyordu, ince bacakları çapraz duruyordu, dizlerine uzanan beyaz elbisesi bir kuğ kadar zarif kılıyordu onu. Tom yavaşça oraya ilerledi:
"Oturabilir miyim?"
Genç kadın kenara çekildi ama Tom'a bakmadı, "Tabii, buyrun"
Tom, cevap vermeden oturdu ve bir evrağı önüne aldı, işkolik bir adam olduğu apaçık ortadaydı. Çok geçmeden Hermione, eli ile havaya hayali bir çizgi çizmeye çalıştı, bu çabası uzun süre devam etti. Bu durum Tom'un da gözünden kaçmadı tabii, elindeki evrakları kucağında toparlayıp Hermione'yi izlemeye başladı.
"Yardımcı olabilir miyim?"
"Bana mı dediniz?"
"Evet... Yani, yakınlarda başka kimse yok."
"Şey, ufuk çizgisini belirlemeye çalışıyordum."
Tom, bu tuhaf davranışa anlam veremedi, delirdiğini düşünmeye başlayacaktı ki acı gerçeği fark etti, kadının gözleri görmüyordu.
"Ah, tabii evet yardım edebilirim." biraz kızın yanına yaklaştı ve elini tuttu. Ufuk çizgisine hayali bir çizgi çizdi "Burası ufuk çizgisi," elini biraz kenara kaydırıp bir daire çizdi "bu güneş ve şurada da bir dağ var"
"Çok teşekkür ederim efendim." konuşma şeklinden çok nahifᵃ bir insan olduğu anlaşılıyordu. Tom "rica ederim" gibi birşeyler mırıldanıp arkasına yaslandı. Hermione aklına birşey gelmiş gibi Tom'a döndü "Ah! Üzgünüm, kendimi tanıtmayı unuttum, ben Hermione"
"Tom"
"Ne güzel bir isim, saf ve masum demek değil mi?"
"Evet, öyle.."
"Birşey sorabilir miyim, lütfen?" Hermione'nin konuşma isteği fazla belli oluyordu ama Tom bu durumdan rahatsız sayılmazdı.
"Tabii"
"Elbisemin ne renk olduğunu söyleyebilir misiniz? Kız kardeşimin seçtiği şeyleri giyiyorum ve ne olduğu hakkında hissettiğim kadar fikrim var. Ya da boşverin ve kabalığımı mazur görün, lütfen"
Tom gülümsedi ve bir süre bekledi, söyleyip söylememekte kararsız kalmış gibiydi, "Beyaz"
"Efendim?"
"Elbiseniz, beyaz"
"Ah, size ne kadar teşekkür etsem az bayım! Çok üzülerek söylüyorum ki, sanırım sohbetimizi burada noktalamalıyız." yerinden kalkıp eline bastonunu aldı.
"Size eve kadar eşlik etmeme izin verin, lütfen." Tom'da peşinden kalktı.
"Zahmet vermeyeyim. Sanırım işiniz vardı, oyalanmayın benim yüzümden."
"Hayır hayır, önemli değil. Asıl sizi eve tek gönderirsem içim rahat etmez."
Hermione fazla direnmenin anlamı olmayacağını fark edip, Tom'un koluna girmesine izin verdi. Hermione evini tarif etti ve Tom yol boyunca yanından ayrılmadı, zaten pek uzak sayılmazdı. Evin kapısına vardıklarında, Hermione:
"Bana yaptığınız bu iyiliği asla unutmayacağım."
Tom, görmeyeceğini bilse de gülümsedi "İstediğiniz zaman beni bulabilirsiniz, her gün bu saatlerde o bankta otururum."
Yazar notu: Medyadaki şiiri dinleyebilirsiniz. Orhan Veli Kanık'ın şiiri aslında, Cem Karaca seslendiriyor. İkiside çok başaralı insanlar, farklı şiir/şarkılarına bakabilirsiniz.