Like A Vampire

143 12 0
                                    

"Hanımefendi içmiyor mu?" diye sordu Tom, Draco'nun arkasındaki kadına bakarak.

Draco, hızlıca Hermione'ye döndü. Kadının gülümseyen suratıyla karşılaşınca Tom'a bakıp "Ah, hayır o içmez, aç değil."

Tom belli belirsiz bir ses çıkararak Hermione'ye bakmayı sürdürdü. Hermione "açım" diye mırıldanarak Tom'a kocaman bir gülümseme gönderdi.

Tom kadının mesajını aldığını belirtircesine başını sallayıp "Anladım," dedi "İyi eğlenceler o zaman."

Tom hızla yanlarından uzaklaşırken Draco, Hermione'ye döndü.

"Bende içecek bir şeyler alacağım. Söylediğim gibi bu kırmızı içkiden içmek yok. Anlaşıldı mı?"

"Tamam, anladım yeter artık sabahtan beri aynı şeyi söylüyorsun."

Hermione duvarın arkasına biraz daha sinerek nefesi tuttu ve beklemeye başladı. Kapının kolu hafifçe hareketlendi ama açılmadı.

"Victoria" Hermione bu sesin sahibini tanıyarak gülümsedi "Geleceğinden haberim yoktu."

"Marvolo! Ah, evet aslında benimde yoktu ani gelişti diyelim."

"Ee, burada ne yapıyorsun?" dedi Tom, gözleri Victoria ve şarap mahzenine inen kapı arasında mekik dokurken.

"Burnuma kötü kokular geldi, anlarsın ya. Bir kontrol edecektim."

"Hadi ama burada bir Cullen olsa senden önce işini bitirirdim. Gel sana bir içki ısmarlayayım."

"Haklısın, biraz paranoyaklaştım galiba. Hadi gidelim."

Hermione kapıya biraz daha yaklaşarak ayak seslerini takip etti. İyice uzaklaştıklarında derin bir nefes alıp kapıyı araladı.

Dondurucu bir soğuk hakimdi. Yaklaşık 15 dakikadır dışarda, ağaçların arasında oturuyordu. Bu sırada sabahtan beri hiçbir şey yemediğini (ya da içmediğini) fark ederek iyice gerilmişti. O gözlerini kapatıp bunları düşünürken Tom yanına ulaşmıştı. Elindeki bardağı kadına uzattı.

"Kusura bakma, Victoria'yı ikna etmek biraz zor oldu. Önce şunu iç, ben Malfoy'u getireyim ve çabucak gidelim buradan."

"Teşekkür ederim."

Tom, Hermione'ye hızlıca gülümseyip partiye geri döndü. Hermione bardağı karın üzerine atıp başını bacaklarına yasladı.

"Hermione neler olduğunu anlatacak mısın? Ne diye buraya geldik?"

"Şimdi sakin olun. Oturun ben de neler olduğunu anlatayım. Öncelikle Draco," sarışın adama döndü "Sana kendimi en baştan tanıtman lazım. Bu zamana kadar benim hakkımda öğrendiğin çoğu şey yalandı, kimse bana kızmasın o olaya da geleceğiz. Ben Hermione Jean Cullen."

"Sen vampir mi-"

"Evet evet şaşırtıcı olduğunu biliyorum. Ailem İsveç'e gittiğinde ben birkaç sene önce orada bulunduğum için tekrar gidemedim. Durum böyle olunca beni İngiltere'de bıraktılar. Tamamen yalnız olduğum için açıkçası biraz korktum. Olur da bir vampir karşıma çıkarsa beni tanısın istemedim. Kendimi Hermione Jean Granger diye tanıtıp en başından bir hayat hikayesi uydurdum. Seninle karşılaşmamız tamamen bir tesadüftü ve işe böyle bakınca kendime Granger demekle iyi yapmışım."

"O yüzden ailemle tanışmaktan köşe bucak kaçtın."

"Evet, tam olarak o yüzden. Başka soru yoksa Tom, ben çok acıktım."

Tom bir şey söylemeden ayağa kalktı, aşağı indi ve elinde bir şişeyle geri döndü. Mutfaktan bir bardak getirip Hermione'nin önüne koydu.

"Bir şey olursa haber verin. Ben odamdayım." dedi ve son olarak kalacakları odaları gösterip gitti.

Draco da biraz kafa dinlemek istediğini söyleyerek ortadan kaybolunca Hermione şişeyi ve bardağı yerlerine yerleştirdi.

Hermione kapıyı yavaşça kapayıp Tom'un yanına ilerledi. Adam rüzgara karşı oturmuş elindeki şarabı yudumluyordu. Hiç ses çıkarmadan Tom'un yanına oturdu. Bir süre sonra sessizliği bozan Tom oldu.

"Neden geldin? Erkek arkadaşın kızmasın sonra."

"Tom yapma lütfen, o benim erkek arkadaşım değil, o benim hiçbir şeyim değil. Sadece bana yardım etmek istedi o kadar."

"Benim Hermione'm olduğundan bile şüphe duyuyorum artık. Kimsin sen Jean?"

"Bana kızmakta haklısın, ne desen haklısın. Bir başka vampirle karşılaşırsam tanınmamak için orada Hermione ismini kullandım. Hem-"

Tom, kadının bileğini tutarak elini kalbinin üzerine yerleştirdi.

"Duyuyor musun? Bu kalp hâlâ atıyor çünkü bir gün tekrar karşıma çıkarsan seni hissetmek istedim. Tekrar, ilk günkü gibi bekledim ama sen-"

"Biliyorum! Özür dilerim, daha önce karşına çıkabilecekken çıkmadığım için, senden şüphe duyduğum için özür dilerim. Ben sadece senin için Hermione'yim. Kimse bu ismin benim için ne kadar önemli olduğunun farkında değil önemli olan bu değil mi zaten?"

"Hay kalbimi s-keyim," diyip Hermione'yi sertçe öptü "Çoğu kişiye karşı gelebiliyor ama senin karşında ağzımı bile zor açtırıyor."

Tomione one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin