'''----İçimden bir ses der sabret sabret.-----'''''
Yine hüsran, her daim feryat figan kalbim
Zehir olur başka hayallere kalmaz ki mecalim.
Hüsran feryat figan kalbim
Yenilmedim o zalim görmüyor ki Ya Rabbim..( Voteleri unutmayalım )
Acı.
Hasret.
Özlem.
Hepsi bir araya gelmiş canımı yakmaya yemin etmişler gibi beynimi ,kalbimi işgal ettiler.
Acı;Ruhsal bir acıydı.Bedenimde bir zarar olmamasına rağmen ruhum artçı sarsıntılarla sarsılıyor,her seferinde daha fazla acı veriyordu.
Hasret ve Özlem ise; hiç bir zaman geri gelmeyecek olan birine ,bir bilinmezliğe karşıydı.Ne kadar özlersen o kadar senden uzaklaşır dercesine. Kavuşmak ; imkansızdı.
Bunları düşündükçe zaten paramparça olan kalbim bir kez daha sızlıyor , her parçası ayrı ayrı tekrar kanıyordu.
Her yönden eksik olan ben acı yönünden payımı fazlasıyla almıştım.İyi olan hisler bana çok uzaktı. Hep yabancı.Sevgiden mahrum bırakılmıştım eksiktim ben. İlgi den eksik,mutluluktan,gülümsemeden eksiktim.
Hayat hep bana acı veren yönünü sunmuştu.Aslında bana küçük bir çocuğun yaşayabileceği en büyük acı deneyimini yaşatmıştı hayat; ama hala peşimi bırakmıyordu.Sanki bir düşmanından intikamını almak istercesine zehirli oklarını hep bana doğrultuyor,hiçbir zaman hedefini şaşmadan beni tam kalbimden vuruyordu.
Başımı iki yana sallayıp düşüncelerimden kurtuldum ve koşmama biraz daha hız verdim .Ne kadar erken yalnız kalırsam o kadar iyi.Evden çıktığımdan beri hiç yavaşlamamış,tam gaz tek sığınağım olan uçuruma koşmaya başlamıştım.
Biraz daha koştuktan sonra tepedeki ormanlık alana geldim .Hiç beklemeden ağaçların arasına dalıp ilerlemeye devam ettim.Ağaçlar bitince ortaya çıkan düzlüğün sonu uçurumdu.Ben yükseklik korkum olmasına rağmen buraya gelir uçurumdan en uzak köşedeki ağacın gövdesine yaslanıp ,gücümün yettiği kadar ağlardım .Şimdi de bunun için gelmiştim.Ağacın önüne gelip gövdesine yaslandım ve yol boyunca tutmakta zorlandığım gözyaşlarımı serbest bıraktım.Hıçkıra hıçkıra ,yumruk yaptığım elimle yere vura vura ağlıyorum.Ağlamak bence bu dünyadaki en büyük zayıflık ve ben bu yüzden hep yalnızken ağlarım.
"Haksızlık " haksızlık iste bana hep haksızlık yapılmış.Ben istemedim, bu kadar üzülmeyi, ben seçmedim .
-'Siz asla gelmeyeceğini bile bile birini özlemek nasıldır bilirmisiniz?'
buraya geldiğimde hep sesli konuşur,dertleşirdim.Kendimi kısıtlamadığım tek yer burasıydı.
-'Ölen birini özlemek ,ona ihtiyaç duymak ,muhtaç olmak nedir bilirmisiniz?'
-'Dayanamıyorum ben .Kaldıramıyorum .Neden ben Allah'ım neden ben ?Ben güçlü bile değilim ki.Ben dayanıklı değilim.!!!!'
bağırdıkça boğazım acıyordu ama umurumda değil.Gittikçe kısılan sesimi takmadan fısıldadım boşluğa.
-'Siz hiç annenizi özlediniz mi?Yanınızda olması için saatlerce yalvardınız mı Allaha ?.Annesizlik nedir hiç hissettiniz mi?Annenizi kaybettiğinizi düşündünüz mü bir an olsun?Benim düşünmeme gerek yok!!Benim annem yok!!'
Yoktu işte yoktu.Benim annem yoktu.Nasıl acı verir bilirmisiniz?Nasıl yakar insanın içini?
Eve gittiğinizde asla evde olmayacak olması ,soranlara benim annem öldü demek ne kadar zor bilirmisniz? Herkes ağlarken annesine sığınırken sizin kimsenizin olmaması ne kadar koyar insana bir fikriniz varmı? Siz hala aşk acısını bir bok zannedin .Ben burda her geçen gün ölüyorum haberi olan , bana yardım eden var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Karanlık Sırlar*
ActionHayat iki çizgi arasında kalan bir süreyi temsil ediyordu bizim için.Ne ilerisini görebiliyordum ne gerisini.Herşey ben doğmadan başlamıştı ama sonu ben ölene kadar gelmeyecekti belli ki. Yaşayacağından emin olmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamışt...