Minseok'un numarasını defalarca aramamıza rağmen ulaşamayınca karakola gelmiştik bile. Baekhyun'un odasındaydık, büyük toplantı masasında arkadaşlarıyla birlikte bir ipucu bulmaya çalışıyordu. Polisler etrafımızda dört dönüyordu. Başkomiser Byun Baekhyun'un oğlu kaybolduğu için herkes telaşlanmıştı, haliyle. Minseok'un plakasını gerekli birimlere ilettiler ve görüldüğü yerde durdurulması istendi.
Karnımdaki bebeği de düşünüp sakin olmaya çalışıyordum ancak Baekhyun'un benden daha gergin ve üzgün olduğunu gördükçe dayanamıyordum. Bir telefonu açıp öbürünü kapatıyordu. Etraftaki herkese bağırıyordu. Bazı kayıtlara erişim izni istemişti ve süreci yavaşlatan herkese deli gibi kızıyordu.
Sehun hazırlattığı bitki çayını önüme koyduktan sonra "İyi misin?" diye sordu. Kızarmış gözlerimden düşen yaşları gördüğü için sormuştu. Başımı sallayıp onayladım. Baekhyun çok meşgul ve sinirli olduğu için yanına gitmeye de korkuyordum.
"Bir gelişme var mı?" diye Sehun'a sordum.
"Henüz yok ama endişelenme, hiçbir yere gidemeden bulacağız onu. Seungjae'ye de sağ salim ulaşacağız."
Her dakika oğlumla şakalaşan Sehun bile şu anda çok ciddiydi ve Seungjae için üzüldüğü her halinden belliydi. Yanımdan ayrılıp Baekhyun'un bulunduğu masaya gitti ve omzuna dokunarak beni işaret etti.
Baekhyun bana döndü ve gözleri şaşkınlıkla açılınca masa telefonunu sertçe kapattı ve endişeyle yanıma geldi. Gözyaşlarımı elleriyle silerken sordu.
"Aşkım iyi misin?" diye sorduğunda sesi gergindi.
"Değilim." diye itiraf ettim.
"Oğlumuzu bulacağım, tamam mı?"
"Baekhyun, Seungjae korkmuş mudur?" dedikten sonra biraz daha içli ağlayınca durduğu yerde bana sımsıkı sarıldı.
"Hayır, benim oğlum çok cesur bir erkek. Korkmuyordur eminim. Zaten Minseok'u amcası gibi görüyor. Birlikte bir yere gittiğini sanmıştır. Minseok şerefsizin önde gideni ama oğlumuza zarar verecek bir şey yapmaz. Korkma sen. Endişelenme tamam mı?"
Odadaki sesler azalmıştı, muhtemelen konuşmamız bölünmesin diye herkes daha sessiz konuşuyordu. Klavye sesleri dışında bir şey duymuyordum. Sakinleştiğimde başımı Baekhyun'un göğsünden çekip gözlerine baktım.
"Eğer işine engel oluyorsam evde de bekleyebilirim."
Alnımın ucundan öptü.
"Sorun yok kalabilirsin ama yorulursan hemen söyle, seni bırakırım."
"Tamam."
Geçen yıl Seungjae kaçırıldığında Baekhyun'la operasyona gidebilmek için ısrar makinesine dönen ben bu kez ona ayak bağı olmamak için eve gitmeye bile hazırdım. Çünkü eskiden onu tanımıyordum ve oğlumun güvende olup olmadığını kendi gözlerimle görmek istiyordum. Fakat şimdi Seungjae ikimizin de oğlu ve Baekhyun'un onu bulmak için her şeyini ortaya koyduğuna eminim.
Gözüm arkada kalmadan her şeyi Baekhyun'a emanet edebilirim. Başkomiser Baekhyun'un oğlumuzu en kısa sürede ve sağlıcakla bize kavuşturacağına da eminim.
"Annenlere haber verdin mi?" diye sorduğunda düşüncelerim bölündü.
"Söyledim. Babamla buraya geleceklerini söyledi."
"Annenin şekeri düştü demiştin. O gelmeseydi bari."
"Doğru ya! O yüzden Minseok'a teslim etmişti Seungjae'yi. Aklımdan çıkıvermiş! Söyledim artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delight / Baekhyun✔
FanfictionBaekhyun gibi bir eş mi? Var bir hayalimiz. En iyi skor : EXO #1