19🍬

2.1K 180 220
                                    

Geçen gün kafede buluşunca ve bir saat önce de telefonda Minseok'la konuştuklarımızı Baekhyun'a anlatmayı bitirdiğimde bir düşünme seansına girdi. Orta sehpaya oturmuş tam karşımda duruyordu. Şu boyunluk yüzünden konuşma boyunca yüz elli kere yer değiştirmiştik. Ben durumu anlatırken bile Minseok'un yapmış olabileceği yanlışları düşününce gözlerim dolmuştu.

"Ne düşünüyorsun Baekhyun?" diye sordum.

"Minseok'un derdinin ne olduğunu."

"Peki bir fikrin var mı?"

"Neyin peşinde olduğunu anlayamadım. İşte şimdi çok çok daha şüpheli davranıyor."

"Parayı Jiyong'tan mı aldı dersin?"

"Net bir şey diyemem ama sezgilerim öyle söylüyor."

"Peki diyelim ki kabul ettim-"

"Hele bir et! Onunla bundan sonra minimum derecede konuşmanı istiyorum."

Gözlerimi devirdim. Şu pijamalarının içinde profesyonel bir komiser gibi durumu çözmeye çalışırken arada da böyle kıskanç konuştuğunda çok tatlı göründüğü gerçeğini ona söylemek gibi bir hata yapmayacaktım. Yoksa sonsuza dek sürdürür.

"Bir dur ya! Diyelim ki parayı kabul ettim... beni cidden onunla mı görüştürecek? O kadar da kafayı yememiştir bence. Eğer cidden Jiyong'tan aldıysa neden benle görüştürsün? Bir daha onunla konuşmayacağımı bilir. Üstelik Jiyong niye ortaya çıkmak istesin ki?"

"Pekala... doğru diyorsun. Şimdiye kadar kendini şirket içinde de sizin yanınızda da gayet iyi gizlediğine göre Minseok aptal biri değil. Seni Jiyong'un yanına götürecek bir hata yapmaz. O zaman parayı ondan almamış olabilir."

İkimiz de aklımıza gelen fikirleri birbirimize anlatırken kafa patlatıyorduk. Yeni teorimi söylerken olası tehlikeden dolayı gözlerimin kenarında yaşlar birikti. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Korka korka tane tane konuştum.

"Hım... Baekhyun... acaba... parayı aralarında çoktan bölüştüler ve bu da Minseok'un parasıdır."

"Nasıl yani?"

"Minseok kendi payına düşeni aldıktan sonra bana veriyordur. Olabilir mi? Yani bu toplu parayı belki de Jiyong'tan almamıştır? Belki de para zaten onundur?"

"O zaman Minseok kesinlikle bu işin içinde demektir. Seungjae'nin kaçırılmasına ve şirketin hisselerinin çalınmasına yardım etmiş demektir. Bu durumda baş suçlulardan biri olur."

Duyduklarım beni üzdüğü ve korkuttuğu için sabahtan beri yaşadığım hayal kırıklığına daha fazla dayanamayıp birkaç gözyaşı damlasını gözlerimden serbest bıraktım.

"Hey hey hey! Neden ağlıyorsun? Hayatım lütfen ağlama. Sejong? Hadi silelim şunları."

Yanaklarımdaki damlaları silerken o da gözlerini kaçırıyordu, benim için endişelendiği belliydi, kirpikleri titriyordu.

"Baekhyun o benim arkadaşımdı."

Ağladığım için telaşlanmıştı.

"Biliyorum, ağlama ne olur! Belki de biz yanlış anlıyoruzdur. Kötü bir şey yapmamıştır."

"Ya öyle değilse? Arkadaşım dediğime bakma, ailemizden biriydi. Bunu bize nasıl yapar? Oğlumu kaçırdı! O sıralar bir de utanmadan yanımdaydı! Bu nasıl şey? Ben bu ihaneti-"

"Hadi kötü düşünmeyelim. Belki Jiyong akrabası falandır, mecburen görüşüyordur. Olamaz mı?"

"Yine de suçlu biriyle görüştüğünü bizden gizlememesi gerekir!"

Delight / Baekhyun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin