37🍬

1.6K 160 169
                                    

İki gün boyunca Junmyeon ve Sohee'nin evinde kaldığımız için samimiyetimiz daha da artmıştı. Onlarla bu kadar iyi anlaşacağımızı bilmezdim. Baekhyun sayesinde şirket dışında da arkadaş edinmiş olmanın haklı gururunu yaşıyordum.

Hep birlikte bahçedeki masaya oturmuş öğle yemeği yiyorduk. Jiyong, Seungjae'yi beslemek istediği için onları yan yana oturtmuştuk. Oğlumun ağzına pilav kaşığını gönderirken Baekhyun'a dönüp sordu.

"Hisseler isim değiştirdi mi?"

Baekhyun: "Sehun ayarlamış, sabah yüzde kırkın hepsi tamamen bana geçti."

Junmyeon: "Mahkemeden sonra yarısını yine senin ismine vereceğiz."

Jiyong: "O önemli değil. Şeyi merak ettim, onlar şu anda beni bulamıyordur. Nasıl iletişim kuracağız?"

Baekhyun: "Ayarladım hepsini. Bugün istediğin zaman arayabiliriz."

Jiyong: "Tamamdır."

"İyi misin?"

Jiyong: "Gerildim biraz."

Seungjae: "Neden?"

Jiyong: "Yapmam gereken işler var. Biraz zor olduğu için gerildim. Benim için dua et olur mu? Kolayca bitireyim."

Seungjae: "Sen akıllı birine benziyorsun. Bence kolayca yaparsın."

Jiyong: "Bunu duymak iyi geldi."

**

Seungjae birkaç gündür okula gitmediği için öğleden sonra uykusu geliyordu, ben de bu fırsatı kaçırmadan onu hemen uyutuyordum.

Sohee'lerin salonunun ortasına kurulan dev bilgisayar kümelerini ağzım açık izliyordum. Baekhyun ve Sehun deli gibi tuşlara basıyordu. Junmyeon kulaklığı test ediyordu. Kyungsoo konuşmaları yazdığı kağıdı Jiyong'a tekrar ettiriyordu.

Herhangi bir fire vermemek adına ben ve Sohee'nin çıkmasını söylediler. Seungjae'nin uyanıp ses çıkarması ihtimaline karşı üst kata çıktık ve odamızın karşısındaki açık alana konulmuş berjerlere oturduk. Buradan salon net bir şekilde görülüyor ve duyuluyordu.

Sehun işaret verince Baekhyun, bir telefon çıkarıp Jiyong'a uzattı. Arayabileceğini söyledi.

Jiyong: "Minseok'u arıyorum o zaman?"

İsmini duyunca olduğum yerde yutkundum. Sadece adını duyunca bile Minseok'un beni rahatsız ediyor oluşu sinirimi bozdu.

Junmyeon: "Beyler her şey hazır mı?"

Baekhyun: "Hazır, üç, iki, bir! Ara."

Jiyong: "Çalıyor... Alo?"

Minseok: "Alo? Buyurun?"

"Benim, Jiyong."

"Sonunda! Sen neredesin ya! Neden sana ulaşamıyoruz?"

"Ulaşamıyoruz derken?"

"Ulaşamıyorum yani."

"Şehir dışına çıkmıştım, kendime müşteri de arıyordum. Oturduğum yerden bulamayacağımı fark edince... uzaklaştım işte."

"Buldun mu peki?"

"Evet hisseleri sattım ama... polislerden kaçayım derken herkesle iletişimimi kestim. Kimsenin numarası yok bende. Kendileri beni arar diye düşündüm ama bu sefer de numaram olmadığını fark ettim. Eğer senin telefonunu dinliyorlarsa diye bilerek seni aradım."

"Beni bu işlere bulaştırıp durmandan bıktım. Kendi işini neden kendin halletmiyorsun? Sen hayırdır beni telefonla arıyorsun? Normalde kapıma dayanman lazımdı."

Delight / Baekhyun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin