11

26.5K 1.7K 390
                                    

Odamda saçım başım dağınık bir şekilde matematik testi çözerken annem elinde meyve tepsisiyle içeri girdi.

Meyve tepsisi ne ya?

Annem her zaman çok çalıştığımı söyler ama ben hiçbir zaman bunun doğru olduğunu düşünmezdim. Çünkü maalesef ülkemizde yeteneğe değil başarıya bakıyorlardı. Bunun için her zaman ders çalışmamız gerekiyordu.

"Hala ders mi çalışıyorsun Mavi?"

Annemin sorusuna başımı testten kaldırmayarak cevap verdim. Günümün yarısı Özgür'e gittiği için mecburen artık her an ders çalışmam gerekiyordu.

"Evet anneciğim ama az kaldı."

"Al şu meyveleri ye bari. Zihnin açılır."

"Anne millet çocuğunun zihni açılsın diye ceviz falan getiriyor sen meyve getiriyorsun ve yine aynı millet meyveyi zayıflamak için yiyiyor." dedim gülerek.

"Senin cevizin kilosu kaç lira haberin var mı?" dedi annem tek kaşını kaldırıp.

Tamam reis ya sakin ol bir şey demedik.

"Yok valla. Nerden bileyim ben?"

"Ondan böyle konuşuyorsun."

Yani bir haftayı yirmi lirayla geçirdiğimi düşünürsek annem çok haklıydı. Ceviz yemezsem ölmezdim yani. Sonuçta para sıçmıyoruz abi.

"Anne babam akşam gelirken bana luppo alsın Allah aşkına. Bak komaya gireceğim artık."

"Kızım luppoya verdiğin parayı toplasaydın şimdi iki ev ve bir araba almıştın."

Yuh anne!

"Tamam ben seni anladım anne." dedim yalandan bir sitemle. Şimdi fakir de değildik ki ne bu triplerimiz?

"Şaka yaptım ya. Söylerim bir kutu alır."

Ağzımı açmış tam anneme cevap verecekken annemin elinin hemen yanındaki telefonum mal mal çalmaya başladı. Annem telefonu alıp arayan kişiye bakarken kaşı çatıldı.

"Kaşar Özgür kim Mavi?"

Sıçtın Mavi. Şimdi sıva.

"H-ha o mu?"

"Evet o."

"O şey ya bizim okuldan bir arkadaş."

"Hiç böyle bir arkadaşından bahsetmemiştin Mavi."

"Anne sana bütün arkadaşlarımdan neden bahsedeyim Allah aşkına?"

"Peki adı niye öyle kayıtlı?"

Acilen bana bir yalan lazımdı. Anneme Özgür bana yavşıyor diyemezdim buna göre geriye tek bir seçenek kalmıştı.

"Bizim sınıfta iki tane Özgür var anne. Bu Özgür kaşarı çok seviyor karışmasın diye onu böyle kaydettim. Muhtemelen dersler için aramıştır. Biliyorsun kızın okul birincisi."

Annem pek ikna olamasa da telefonu elime verdi.

"Tamam aç o zaman."

Telefona yavaş yavaş uzandım. Umarım ben elime alana kadar kapanırdı.

Şans ilk defa yüzüme gülmüş telefonu elime alır almaz arama bitmişti ama Özgür'den bahsediyorduk.

SALAK YİNE ARAMAYA BAŞLAMIŞTI.

Bu sefer mecburen cevaplamak zorunda kaldım. Çünkü annem gözlerini kısmış bana bakıyordu. Bu bakış eğer yalan söylüyorsan ağzına sıçarım bakışıydı.

"Efendim Özgür?" dedim sakin kalarak. Bu arada sesi en kısık seviyeye getirdim.

"Oha niye kızmadın?" dedi şaşırarak. Gerizekalı bilmiyordu ki iğne üstünde durduğumu.

"Aynen Özgür Hoca beyin bölümlerine çalışın demişti." dedim beyni vurgulayarak. Gerizekalı olmasaydı zor durumda olduğumu anlardı.

"Oha." dedi kahkaha atarak. "Muhtemelen annen yanında. İşte elin çocuğuna aslan annene yavru kedi olursun bebeğim."

"Tamam soracağın başka bir şey yoksa kapatıyorum."

"Keşke hep böyle sakin ve güzel konuşsan."

"Görüşürüz Özgür."

"Görüşürüz güzel burunlum."

Telefonu en sonunda yumuşamış bir şekilde kapattıktan sonra anneme baktım. Sanırım o da ikna olmuştu.

Annem en sonunda odadan çıkarken benim de ilk işim Özgür'ün ismini Kaşar Özgür'den sadece Özgür'e getirmek oldu.

Bugün gerçekten ucuz kurtulmuştum.

:) Özgür ya dghdsjjsjsjsjs

MAVİ TİK | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin