Toygar Işıklı/ Hayat Gibi açmadan kesinlikle okumayın.
(Eylül'den)
Oynadığım bilgisayar oyunu sarmayınca abimi sinir etme kararıyla ayağa kalktım. Hem bu sayede Mavi'yle son durumunu da öğrenebilirdim.
Kapısının önüne gelince kapıyı çalmadan açtım. Böylece ilk dakikadan onu sinirlendirebilirdim.
Kapıyı açar açmaz abimin kıpkırmızı gözleri girdi kadrajıma. Sadece o gözleri benim de gözleriminden yaşlar akmasına neden olmuştu.
"Abi?" dedim dehşet dolu sesimle. "Sana ne oldu böyle?"
Abim sesimi duyar duymaz gülmüştü. Bu gülüş bana çok yabancı bir gülüştü.
"Bitti." dedi titreyen sesiyle. "Be-ben kaybettim Eylül. Kaybettim."
Kapıyı kilitleyip yanına gidip aynı onun gibi yere oturdum. Annem odaya gelebilirdi ve eminim abim ona böyle yakalanmak istemezdi.
"Ne oldu abi anlatsana bana. Ne bitti?"
"Ben çok mu kötüyüm Eylül? Söyle bana ben çok mu kötüyüm? Niye elimi attığım her şeyde elim kopuyor? Niye?" dedi.
Onu hiç ağlayarak görmediğim için ağzım kilitlenmişti sanki. Onu bu kadar kötü bir duruma sokan tek bir şey olabilirdi.
Kendine bile zar zor itiraf ettiği aşkı Mavi...
"Abi lütfen bana ne olduğunu anlatır mısın?"
Abim omuzlarını indirip derin bir nefes aldı. O artık küçük değildi. On dokuz yaşındaydı ve ben kendimi bildim bileli hep neşeliydi. Şimdi böyle ağlaması, omuzlarını düşürmesi.. hiç tahmin edemeyeceğim kadar etkilemişti beni.
Abim uzatmış olduğum bacaklarıma başını koydu ve gözlerini kapattı. "Ef-efehan." dedi önce. Sonra gözlerini sertçe açtı. Elini sıktığını da çok net bir şekilde görebiliyordum.
"O şerefsiz gelir gelmez Mavi'yi aldı benden. Ona sarılmıştı inanabiliyor musun? Onun o iğrenç elleri Mavi'nin belindeydi Eylül. Ben ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Biz Mavi'yle buluşacaktık. Ben mutluydum, heyecanlıydım. Oraya onu görmeye gitmiştim ama benim gördüğüm şey onlar oldu."
Elimi abimin saçlarında gezdiriyordum. Acısını anlamam mümkün değildi. O sevdiği ilk kızı daha sevdiğini söyleyemeden kaybetmişti. Bunun acısını yaşamayan hiçkimse de anlayamazdı.
"Ben sevdim. Gerçekten çok sevdim." dedi. Hala ağlıyordu. Onu hiçbir şekilde susturamıyordum.
"Biliyorum abi. Ne kadar sevdiğini kendi gözlerimle gördüm. Ya sen benim sözlerimi dinledin." dedim acı içinde gülerek. O da aynı benim gibi acıyla gülmüştü.
"Konu Mavi olursa şimdi de dinlerim ama artık dinleyecek bir şey kalmadı çünkü Mavi gitti. Çok güzel bir rüyadan uyanmış gibiyim. Ya da bir kabusun içine düşmüş gibi."
"Ya gözlerimi açıp bu kabustan kurtulacağım ya da gözlerimi tekrar kapatıp bu rüyaya devam edeceğim. Ama ikisinde de yine ben kaybedeceğim."
"Hayır abi sen kaybetmedin." dedim teselli etmek adına. Ama dediğim şeye kendim bile inanmıyordum.
"Hadi ama abiciğim. Kaybettim. Beni teselli etmek için boktan sözler söylemene gerek yok. Ben zaten kaybettiğimi kabul ediyorum. Sen de et."
Gözyaşlarım artık kurumuştu. Kim bilir belki abiminkiler de kuruyup giderdi.
"Unutacaksın." dedim elim hala saçlarındayken. "Bu acı bitecek ve sen yine aşık olacaksın."
"Çok saçma." dedi birden. "Hiç tanımadığım biri birden girdi hayatıma. Birkaç gün içinde ona aşık oldum ve şimdi ondan başka hiçkimseyi sevemeyecek gibi hissediyorum. Bu insanlara çok saçma gelebilir. İki günde aşık mı olunur diyebilirler ben de öyle derdim Mavi'yi tanımadan önce. Ama bazen öyle biri giriyor ki hayatımıza saçma dediğimiz şeyleri yaparken buluveriyoruz kendimizi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ TİK | Texting
Short StoryÖzgür: Sana aşık olmayı hiçbir zaman bitirmeyeceğim Mavi. Kapak: carnakapak