18. Bölüm| Kalbim Düşündüğümden Fazla Yaralı

1.3K 101 10
                                    

Bölüm 18: ''Kalbim düşündüğümden fazla yaralı''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 18: ''Kalbim düşündüğümden fazla yaralı''

''Bak, hocanın son dediğini defterin sağına not aldım. Pek dinleyemediğim için biraz karışık yazmış olabilirim ancak eski konulara bakınca çağrışım yaparlar,'' diyerek Selen'e verdiğim defterim resmen havada kapıldı. ''Şunun yarısını şuraya geçireyim, yeter benim için,'' diyen Selen, önce benim defterimi sonra da kendi defterini gösterip kalemini hızlıca oynatmaya başladı.



''Yarısını yazarsan sınava kadar tamamlaman zor olur,'' dediğimde ise hiçte şaşırtıcı gelmeyen cevaplar aldım.
''Tamamlamayacağım ki,''
''Niye tamamlasın ya, hocaya o kadarı yetiyor işte.''
''Önemli olan bu kalemi oynatmamız kızım, kimse senin gibi ineklik peşinde değil.''

Dudaklarımı birbirine bastırıp dört bir yanımdan atılan tembel arkadaşlarımı seyrettim. ''Tamam, tamam. İneklik etmeyeceğim,'' derken hiçte samimi değildim ancak onlar bunu biran olsun ciddi algılamış olacak ki, ''Amanın sen inek ol ya, sana ineklik yakışıyor vallahi!'' ''Grubumuzun gurur kaynağısın, sen ders çalışmazsan grubun IQ seviyesi yerlere düşer yahu!'' ''Senin kaleminin değdiği yerde yüksek notlar biter Mercan, sakın ha o kalemi bırakmayasın!'' diye atıldılar.

Omuzlarımı silktim ve eşyalarımı toparlamaya başladım. Son dersteydik ve öğretmen on dakika erken çıkıp bizi serbest bırakmıştı. Bazı öğrenciler müdür yardımcısına yakalanmayı göze alarak servislerine gitmeye çalışırken, çoğu bizim gibi son dakikalar demeden on dakikalık kaynatma takvimi uyguluyorlardı.

''Sen bugün tüm derslere girdin, yine de yok yazılacak mısın?'' diye sordu Selen. Hatırladığı detay, bana da oldukça sevimsiz bir gerçeği hatırlattı. ''Maalesef yok yazılacağım.''
''Peki, neden derslere girdin? Hani yasaktı?'' dedi Alara.
''Ege,'' dediğimde boğazıma bir yumru oturdu. ''...Başka bir suç daha işlemiş, bu gün yalnız başına toparlayacak dediler. Bende şimdi biraz yardım edip çıkacağım.''

''Of, yine mi yalnız yürüyeceğim ya!'' diye söylendi Selen.


''C'den kızlar yok mu bugün?''
''Onlar yolun yarısında ayrılıyor ya, sıkıcı geçiyor.''
Elimi Selen'in omzuna koyup tebessüm ettim. ''Laboratuvarları tamamen bitirmeden erken çıkamayacakmışım, üzgünüm,'' dedim.
''Aman neyse, bulurum ben yanıma düşecek birini,'' deyiverdi Selen'de.

''Yuh, iki dakika da sattın kızı,'' diyerek dalga gelen Cihan'ın asıl amacı Selen'i değil, beni aşağılamaktı. Bunu da ancak Selen'in verdiği cevapla anlayabilmem gerçekten kalp kırıcıydı.
''O da evime kadar gelmiyor ki, ne anlıyorum ben. Bana başka biri lazım.''

Onlar en yakın arkadaşlara yapılan hakaretlerin gurur kırıcı olmadığını savunan bir fikir yapısına sahip olduklarından, bu tarz durumlarda gönül rahatlığı ile gülüp eğlenebiliyorlardı. Şimdi de kendi aralarında kahkaha atarken benim düşen yüzümü fark bile etmemişlerdi. Zilin çalmasını fırsat bilip Selen'in önüne bıraktığım defterimi kapatıp kolumun altına sıkıştırdım. ''Ben çıkıyorum, görüşürüz,'' deyip sıradan çıktığımda, Selen arkamdan hemen atıldı. ''Dur daha yazmamıştım, defter bende kalsın,'' dediğinde, yutkunmam gittikçe zorlaştı.

Lanetli Kan | I-II ve IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin