54. Bölüm | Hesaplaşma

895 76 216
                                    

Son bölümleri dikkatle takip ettim ve kitabı buraya dek, severek takip eden 250 civarında okur olduğunu gördüm ancak ne yazık ki buraya kadar devam etmelerine rağmen kendilerini hiç göstermiyorlar. Bu durumu (okunma-oy arası farkı) sizde rahatlıkla görebiliyorsunuzdur.  Seviyorsanız  desteklerinizi görmeyi çok isterim. Ben bu bölümleri sizin için hızlıca yazıp yayınlıyorum. Daha önce bu şekilde art arda bölümler yayınladığım hiç olmamıştı.

Ve bunun karşılığında hal hatır dahi sorarak destek olan bazı sevimli okurlarımız var. Desteklerinizi görüyorum ve size küçük bir sürpriz hazırlamak istiyorum. Bölüm sonunda sürprizi açıklayacağım hadi çabucak okuyun. 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 54: "Hesaplaşma!"

"Göz göze geldiğimizi sanmıştım. Beni gerçekten fark etmedin mi?" diye soran Ege'ye göz ucuyla baktım. Görüşüm, ilk haline göre çok daha iyi olmasına rağmen hala daha ara sıra bulanıyordu ve bu, kalıcı bir göz hasarım olabileceğine dair beni korkutuyordu.

Ege'nin sol gözünün büyük bir oranda kör olduğunu söylediğinde, tamamen tek gözle yaşıyor olmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlayamayacağımı biliyordum ama şimdi, yıllardır silinmemiş bir camın ardından bakıyormuşum hissi veren göz ağrılarımın ardından bunun, şimdi bile ne kadar kötü olduğunu anlamıştım.


Kaybedene kadar elimizdekilerin kıymetini bilemiyorduk.

"Beynimin bir beş dakikası silinmiş gibi hissediyorum." Zira ağacın içinden geçeceğim süratle fırlatıldığım süre içerisinde mantıklı bir sahne hatırlayabilmem büyük bir tebrik sahnesiyle sonuçlanması gereken bir becerim olurdu.


Ege omuzlarını silkip önüne döndüğünde, kanlı parmakları sargı işine devam etti.

Ege yaralarımızı sarıyordu.

Neredeyse sürünerek geçtiğimiz ürpertici ormanın ardından 27 numaraya geri dönmüştük çünkü yaralarımız oldukça kötüydü ve gelmelerini umduğumuz polislere bu evin adresini vermiştik. Bir ambulansla geleceklerini söylediklerinden dolayı onlar gelene dek evde, ilk yardım müdahaleleri ile hayatta kalmaya çalışıyorduk.


En büyük müdahale Selman abiye yapılmıştı. Yaralı olmamızı umursamadan Selman abiyi salondaki L koltuğa yatırıp kompreslerle kanamaya müdahale etmiştik. Kanama büyük oranda azalana dek baskı yaptıktan sonra onları sargı bezleri ile tutturarak bir yastıkla destek sağlamıştık. Yaranın hava alması gerektiğini çünkü göğüs bölgesine isabet etmiş olan bıçak izleri olduğunu söyleyen Nevra ablanın sağlık bilgileri olmasa şimdiye aramızdan birini kaybetmiş olurduk.

Lanetli Kan | I-II ve IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin