56. Bölüm | Son On Dakika

928 64 205
                                    


Bölümde haddi hesabı olmayan bir sürü sır, bir sürü sırrın cevabı, fazlaca ipucu ve şok unsuru vardır. Yaşayacağınız şoklardan dolayı şimdiden sizi uyarıyorum ve ipuçlarını yakalayacakları dört gözle bekliyorum.  Normalde sınır falan koymam bilirsiniz ama son bölümler için çok yorum bekliyorum sizden. 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 56: "Son on dakika"

"Toygar Solgun'u araştıran özel bir dedektif vardı. Olayların seri cinayet olduğu çok önceden fark edilmişti. Yaşadığın şehirde ortaya çıkan ilk cinayetten çok daha öncesinde çevre şehirlerde benzer, korkunç cinayetler işleniyordu.

Hepsi fazlasıyla kanlıydı, hepsinde kayıp uzuvlar ya da tamamen ortadan kaldırılmış cesetler oluyordu. Toygar'ın imzası olarak nitelendirebileceğimiz nokta da tam olarak bu idi; o yüzden ona 'Kayıp Katil' diyorlardı.


Basına tüm ölümler verilmedi. Halka sunulmadan önce, kurbanlar arasındaki bağın çözülmesi gerekiyordu. Bir gün yaşlı bir adam, başka bir gün küçük bir çocuk... Bazen bekâr bir kadın, bazense mutlu bir aile... En korkuncu tek seferde yedi kişiyi öldürdüğü cinayetti. Mavi Konak'ta gerçekleşen bir vahşetti ve orada koca bir aileyi öldürdü. Haberlerde evde yangın çıkmış gibi gösterildi çünkü cinayet alanı tamamen yanık bir harabeyi andırıyordu.

Ama ortada tek bir kıvılcım izi dahi bulunamamıştı."


"O cehennemden türemiş bir zebaniydi. Ateşe ihtiyacı olmadan yangın çıkarabilirdi," dedi genç kız. Başını hafifçe yana yatırdı, gözleri önündeki beyaz masada boş boş dolanıyordu. Atmış saniyede bir öten cihaz artık onun ilgisini çekemiyordu. Sesi gittikçe kısılmış gibiydi, biri onun sesini kısıyor muydu?

"Ve Kayıp Katil'i ne kadar takip ederlerse etsinler asla izi bulunamadı."

Doktor Fidan öne doğru eğildi ve artık dik oturmaktan yorulan bedenini kamburlaştırmamak için masaya yaslanarak kollarından destek aldı. Karşısındaki genç kızın üşümüş gibi titreyen bedeninin sebebini anlayabiliyordu. İlk cinayetini anlatmasının üzerinden sadece yarım saat geçmişti. Otuz defa öten cihaz, her bir kelimeyi yeniden yeniden okuyan doktor için sancılı süreci resmen hissetmesine neden olmuştu ve sonunda, karşısında bu titreyen kızın göründüğünden daha tehlikeli olduğunu tekrar hatırlayıvermişti.


Gözleri istemsizce kızın bileklerindeki zincirlere kaydı. "Olay yerinde ona dair tek bir iz bile yoktu, kamera kayıtlarında görünmüyordu."

"Hepsini şeytanları yapıyordu," dedi kız, usulca. Gözlerinin önünden bir şeytan geçivermiş gibi irkildi ve gözleri doktorun gözlerine ulaştı. "Köleleri onu koruyordu."

Lanetli Kan | I-II ve IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin