46. Bölüm | Gülen Yüzlerin Solmasını Diledim

1K 75 271
                                    

Merhaba! Bölüm sonunda ufacık bir açıklama var, bu defa sona koymak istedim. Oraya da geçerken bir uğrayıverin. 

 Öyleyse heyecan dolu bölümle keyifli okumalar ^^


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bölüm 46: "Gülen yüzlerin solmasını diledim!"

Ege kaskını bana verip motoruna bindikten sonra bende omuzlarından tutunarak arkasına kuruldum. Çantamı kucağıma koyup, kollarımı da Ege'nin ceketine dolarken oturduğum koltuğun öncekinden çok daha farklı olduğunu anlamamla Ege'nin motorunu değiştirdiğini fark ettim.


Karakola düştüğümüz gece yapması gereken teslimatı yetiştiremediğinden motoru bir başına ıssız sokaklarda beklemek zorunda kalmıştı ancak daha sonra, benden habersiz başka bir teslimat ile motorunu değiştirmişti. Bu iyi bir haberdi ama Ege'nin hala daha onca işin arasında buna devam edebiliyor olması üzücüydü.


"Motorunu değiştirmişsin?" diye sorduğumda hırıldadı. "Oldukça zor oldu ama yapılması gereken bir şeydi."

"Bu yeterli olmayacak, biliyorsun."


"Elimizden geleni yapıyoruz işte," deyip tersledi. Parmaklarımı sıklaştırdım ve aniden harekete geçen motorun gücüyle geriye doğru sarsıldım. Ege'yi sinirlendirmiş olmalıydım.

Okula giden yol boyunca sessiz kaldık, ben de cebimdeki fotoğrafların ağırlığını taşıdım. Çözülmesi gereken onca sırrın arasına annemin üstünü örttüğü gerçekliklerde karışınca bu kaldırması güç gerçek bir kuvvet altında ezilmeme neden oluyordu.


Bana neden geçmişini anlatmadığını bilmiyordum ama olayın benimle ilgili olmadığını bilecek kadar annemi tanımıştım. Konu benim gerçekleri duyamayacağım kadar küçük olmamla değil, annem ve arkadaşları ile ilgiliydi; belki de Ege haklıydı, Zebani geriye kalan herkesi öldürmüştü.


Okula yaklaştığımızı fark ettiğimde başımı kaldırıp çevremi taradım. Kask sayesini gözlerim korunuyordu ancak Ege'nin yüzü rüzgârla nasıl çarpışıyordu emin değildim.


"Arka tarafa dolanacağım," diyerek beni bilgilendirdi ve motoru yana doğru kırdı. Onun dengesini bozmamak için hiç hareket etmiyordum, o da ustaca bir şekilde motor üzerinde hâkimiyet kuruyordu ama ne olduysa motor aniden sarsıldı. Ön tekerin başını almış bir halde sağa sola dans ettiğini ve korkunç süratle toprak yola çıktığımızı gördüm.


Neredeyse dengemizi tamamen kaybedeceğimiz tehlikeli bir kıvraklıkla Ege frenlere asıldı, bende çığlık atıp kollarımı onun karnına doladım.

Lanetli Kan | I-II ve IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin