•16•

88 10 0
                                    

Online okul başladı falan derken hiç eskisi kadar sık bölüm atamamaya başladım ama daha sık atmaya çalışıcam :(((

Leo'nun bakış açısı:

Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Uranüs'ün söylediği gibi kamp çıkışında beklemiştim ve beni almaya dört melez gelmişti. Belli ki yine de bana güvenmiyorlardı çünkü ellerimi arkamda bağlamayı ve gözlerime siyah bir kumaş dolamayı ihmal etmediler. Ben ise onlara, itaatkar davranarak ve hiç ses çıkarmadan binmemi söyledikleri arabaya binerek karşılık verdim.

Araba nihayet durduğunda ve beni dışarı çıkardıklarında soğukkanlılığımı kaybetmemeye çalışıyordum. Uranüs benimle iletişime geçmeye bu kadar istekli göründüğüne göre mutlaka yüz yüze de konuşmak isteyecekti. Aria'yı yeniden görecektim, onun hala orada olup olmadığını anlayabilirdim. Ayrıca Uranüs'ün bana güvenmesini sağlarsam planladıklarını öğrenebilir ve bunu lehimize kullanabilirdim. Onun dünyaya yeniden inmesini engelleyememiştik... şuan elimizdeki en iyi seçenek bendim.

...

Yanımdaki melez grubu önce göz bağımı sonra da ellerimi çözdü. Ardından beni kollarımdan tutarak tam önümüzde duran binanın içine doğru bana eşlik ettiler. Binalar belli ki sisle gizleniyordu. Dışarıdan küçük görünseler de içeri girdiğinizde aslında öyle olmadığını farkediyordunuz. Sis, melezlerin bile kafasını karıştıracak kadar güçlüyse daha önce karargâhlardan haberimiz olmadığına şaşmamak gerekirdi.

Beni üst kata cıkararak odalardan birine girmemi işaret ettiler. Beni odaya kapatmak üzere olduklarını anladığımda ufak tefek görünen kızın kolunu tutarak. "Uranüs'le ne zaman görüşeceğim?" diye sordum. Sesimin güçlü çıkması için kendimi zorlamak zorunda kalmıştım. Kız "Sabah görürsün, şuan müsait değil." diyerek kısa kesti ve arkamdan kapıyı kapattı.

Şuana kadar bir sorun yaşamamıştım. Ama buraya gelerek doğru şeyi yapıp yapmadığından emin olamıyordum. Eğer başaramazsam arkadaşlarıma kazandırdığım tek şey kaybedilen bir dost daha olurdu.

Aria'nın bakış açısı:

Uranüs o gece bana her zamankinden çok fısıldıyordu. Leo'nun geldiğini söylüyor ve benimle alay ediyordu. O gece ona karşı sessiz kalmayı tercih etmiştim. Beni sözleriyle zayıf düşürdüğüne inanmasını istiyordum çünkü eğer yarın Leo'yla yüzleşecekse bu, Leo'ya herhangi bir işaret gönderebilmek için tek şansım olurdu.

Uranüs'ün ardı kesilmeyen fısıldamalarıyla gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı ve kısık bir sesle "Sen kazandın." diyerek kendimi iyice geri çektim. Kontrolü ona ilk defa kendi isteğimle vermiştim. Uranüs bunu, beni nihayet zayıf düşürmeyi başardığı bir zafer olarak görecekti. Bunu bilerek yaptığımı asla anlamayacaktı.

Leo'yla yüzleşme anına kadar kendimi ona karşı daha da güçsüz gösterecektim ve gardını indirmesini sağlayacaktım. Geçilmez saydam duvarını eskisi kadar güçlü tutması gerekmediğini düşündürtecektim ve zamanı geldiğinde, onu hiç beklemediği bir şekilde yakalayacaktım.

O gece her geçen saatin etkisiyle Uranüs'ün üzerindeki gücümü biraz daha geri çektim. Birkaç saat sonra çoktan temelli yenildiğimi düşünmeye başlamıştı bile. Uranüs belki zeki olabilirdi ama kibirliydi. Kendini etrafındaki her varlıktan üstün görürdü. Benim ona karşı geri çekilmemin altında asla başka bir sebep aramazdı. Bunun sebebini kendi güçlerinin kudretine bağlardı. Saatler ilerlemeye devam ederken kendi içimden gülümsemeden edemedim.

Karanlık: Leo ve Aria'nın Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin