•12•

87 10 0
                                    

Leo'nun bakış açısı:

Güneş doğmaya başlamıştı ve yola çıktığımızdan beri hiç dinlenme fırsatımız olmamıştı, hala Aria'nın pusulasını takip ediyorduk. Pusuladaki ok tuhaf bir şekilde hep gidebileceğimiz yollara işaret ediyordu, küçük bir navigasyon gibiydi. Percy'e dönüp "Bence artık mola vermeliyiz, çok uzun zamandır yoldayız." dediğimde önce itiraz etse de daha sonra o da yorgunluğuna yenik düşerek kabul etti.

Birkaç dakikalık daha yoldan sonra önümüze artık kullanılmıyor gibi gözüken bir benzin istasyonu çıktığında arabayı arka taraflara doğru çekerek dışarı çıktık.

Market alanının kapısını kontrol etmeye gittiğimizde kilitliydi fakat oraya uzun zamandır kimse gelmemiş gibi görünüyordu.

Olabildiğince sessizce kilidi kırarak içeri girdiğimizde ise pişman olmadık. Raflar tamamen boştu ve gerçekten de burası artık kullanılmıyor gibi görünüyordu. Annabeth de aynı şeyi düşünmüş olacak ki "Bence burası gerçekten de terkedilmiş, en azından birkaç saat burada kalabiliriz." dedi. Normalde yanımıza uyku tulumları ve yiyecek almıştık fakat karargah bizi kaçırdığında Percy'nin arabasını terk etmek zorunda kalmıştık. Percy'nin her zaman cebinde beliren kılıcı dışında da yanımızda hiçbir silahımız yoktu.

Marketin en köşe bölümlerine çekilerek normal şartlarda rahat sayılamayacak ama bizim bulunduğumuz şartlar altında ortalama bir yer bulup yere çöktük. Aslında arabanın içinde de kalabilirdik ama o şekildeyken ne kadar kolay yenildiğimizi görmüştük, ayrıca daha az görünür bir alanda olmayı tercih etmiştik. Aria: "Herhangi bir terslik farkedersem sizi uyandırırım ama artık cidden hepinizin dinlenmesi lazım." dedi. Böylece ben de yorgunluğun etkisiyle gözümü yumduktan birkaç dakika sonra uyuya kaldım.

...

"Senin yüzünden oldu. Beni kurtarmalıydın. Yeterince güçlü değildin." bunları söyleyen Calypso'nun yüzü değişerek yerini bir adamın yüzünü aldı ve "Hâlâ çok geç değil Leo; yanlış taraf ben değilim. Bana katılan herkesi bağışlayacağım ve benimle yükseleceksiniz. Kız arkadaşını yeniden görmek mi istiyorsun? Tanrılar varken bu mümkün değil ama ben bunun gercekleşmesini sağlayabilirim. Bana katıl Leo Valdez." Tuhaf yüzlü adam bunları dedikten sonra bana yaklaşmaya başladı. Bağırarak geriledim ama adam benim içimden geçerek ilerlemeye devam etti. Arkamı döndüğümde bu sefer karşımda Aria vardı. Adam Aria'nın omzuna dokunarak bir anda kayboldu. Aria'dan korkunç bir çığlık yükseldi. Ne olduğuna bakmak için ona seslenip koşarak yanına gittiğimde ise bana haince bakarak gülümsüyordu. Hayır, baktığım yüz Aria'nındı ama bu o değildi.

...

Soluk soluğa uyandığımda Aria endişeyle tepemden bakıyordu. "İyi misin?"
Hala gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmaya çalışıyordum, yavaşça doğrularak başımı "evet" anlamında salladım. Aria hala endişeli görünüyordu. "Rüya görmek çok da hoş bir şey olmamalı. Bana her zaman rüya görme fikri bile çok tuhaf gelmiştir, bambaşka yerde başka kişilerle konuşuyorsun ama bunun hayal ürünü olduğunun farkında değilsin. Korkutucu görünüyor." Önce Aria'nın neden bahsettiğini anlamasam da sonradan farkettim. O, uyumaya ihtiyaç duymuyordu. Yani hayatında hiç rüya görmemişti.

Aria'nın dediklerine yavaşça başımı salladım, ardından da ekledim. "Ne kadar zaman oldu?" Aria birkaç saniye düşünüyor gibi gözüktü sonrasında da cevapladı: "Yaklaşık 2 saat civarı, biraz daha kalırız diye düşünmüştüm. Sonuçta neredeyse 1 gün boyunca hiçbiriniz dinlenmediniz." Dikkatle Aria'ya bakarak "Çok kısa bir dışarı çıkıp geri geleceğim, hemen dönerim." diyerek hızlıca yerimden kalktım ve kendimi dışarı attım.

Gördüğüm rüyanın gerçek olduğuna emindim, Gaia uyanmak üzereyken de bu tarz rüyalar görürdüm. Gaia rüyalarıma girerek sevdiğim kişileri bana karşı kullanırdı. Şuanda da aynısını Uranüs yapıyordu. Benimle konuşmuştu. Peki Calypso'yla ilgili bana vaad ettiği şey? Benden istediği bir şey vardı, yoksa asla bunu söylemezdi.

Düşünceler içinde ellerimi yüzüme götürüp birkaç saniye öylece durdum. Omzumda bir el hissettiğimde düşünmeme gerek yoktu, Aria olduğunu biliyordum.
"İyi olduğuna emin misin? Bana her şeyi anlatabilirsin, sorun değil."

Ona anlatmak istedim. Gerçekten. Ama bir şey bunu yapmamı engelledi ve sorusunu "Sadece kötü bir kabustu. Önemli bir şey değil." diyerek geçiştirdim. Aria anlatmadığım bir şeyler olduğunu farketmişti ama üstelemedi. Kendisi o kadar şey yaşamıştı ama hala etrafındaki insanları kendinden çok daha fazla önemsiyordu, bu ilk tanıştığımız günden beri farkettiğim bir özelliğiydi. Yana dönerek ona sarıldığımda ise önce şaşırdı ama daha sonra o da karşılık verdi. Gördüğüm rüyanın ne anlama geldiğini bilmiyordum ama onu kaybetmek istemiyordum. Yeterince çok sevdiğim insanı kaybetmiştim, bir daha aynı şeyin yaşanmasına izin veremezdim. Aria sanki aklımı okumuş gibi yavaşça geri çekilerek "Leo, bu kadar çok melezin onun tarafında olduğunu gördüğümde daha iyi anladım. Uranüs kolaylıkla yenebileceğimiz bir düşman değil. Daha onun dünyaya nasıl inmeyi planladığını bile bilmiyoruz ve bilmediğimiz bir şeyi engellemeye çalışıyoruz. Ne olduğunu bilmediğimiz bir pusulayı takip ediyoruz ve bize herhangi bir ipucu vermesini umuyoruz. Bütün bunların sonu nasıl bitecek bilmiyorum ama eğer... Eğer ben ya da başka biri başaramazsa bana eski haline dönmeyeceğine söz ver."

İşte bu beklediğim bir şey değildi. Birkaç saniye konuşamadan öylece kaldım. Daha sonra Aria'nın yüzüne bakamadan cevapladım: "Öyle bir şey olmayacak, izin vermeyeceğim... veremem." Bunun üstüne Aria sessizce "Leo..." diye başlayacak olsa da vazgeçmiş gibi bir iç çekti, daha sonrasında da kolumu tutarak "Hadi gel, burada bu şekilde açıkta çok fazla durmayalım. Daha birkaç saat daha burada kalacağız." dedi ve böylece marketin içine geri girdik.

Sırtımı duvara yaslayarak oturduğumda bu sefer Aria da yanıma oturdu. Bu kadar kısa sürede bu kadar değer verdiğim birine dönüşmüş olması inanılmazdı. Başımı onun omzuna yaslarken çekinmedim, az bir zaman içinde çok fazla şey paylaşmıştık ve onu kaybetmek istemiyordum. Uranüs'ün bana ne gösterdiği önemli değildi, bu savaşın sonunda sevdiğim kimseyi kaybetmeyecektim. Bir süre sonra başım hala Aria'nın omzuna yaslıyken gözlerim yeniden kapanmaya başladı.

Karanlık: Leo ve Aria'nın Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin