Uzay:
"ARYAM NERDE LAN!" Ceren aradığında hemen hastaneye koşmuştum. Bağırarak danışmadan Arya'mın nerde olduğunu soruyordum.
Ona bir şey olsa ben yıkılırım. Burayı da yıkarım.
Haberi aldığımda direkt olarak ağlamıştım. Koşa koşa gelmiştim.
"Üst katta yoğun bakıma almışlar beyefendi." Merdivenleri gözlerim dolu dolu çıktığımda Arya diyerek bağırıyordum. Yoğun bakımın önünde durdum. "Sen kimsin?"
Kim bu bağırsak solucanı lan!
"Asıl sen kimsin?" Gözlerim bulanık olduğundan yüzünü seçemiyordum. Bu o patron bozuntusu olmalı.
"Arya'nın patronu. Evine gitmiştim. Gazdan bayılmış."
Ne diyor lan bu bağırsak solucanı?
Sinirlendiğimde gömleğinin yakalarını tuttum. "Bak seni hiç sevmedim aslan parçası. Ben Arya'nın nişanlısıyım. Şu an sana burada ihtiyaç olmadığından yol alabilirsin!"
"Ne oluyor burada!" Eşref'in sesini duyduğumda karşımdaki adamı bırakıp ona döndüm. "Benim kızım içerde canıyla cebelleşiyor burda kavga mı ediyorsunuz! Görkem hemen ne olduğunu anlat. Serseri herif sırf Arya istiyor diye sen de burda kalacaksın."
Bu adamda ikide bir serseri diyor.
Abi kafayı yicem.
"Birincisi ben serseri değilim. İkincisi siz de Arya'mın hiçbir şeyi değilsiniz." Kaşlarını çatıp üstüme gelecekken bağırsak solucanı araya girdi. "Eşref Amca Arya gazdan zehirlenmiş. Direkt hastaneye getirdim bende."
"KIZIM NEREDE KIZIM ANNEM!" Hale Teyze de geldiğine göre başlayalım kaosa. "Uzay oğlum Aryam nerede kızıma noldu!" Eşrefe baktığında kaşlarını çattı. "Sen hangi hakla buradasın!"
Bir kız geldiğinde Hale Teyzeyi tuttu. "Aman Hale Teyzem dur gel otur!"
"Zeynep kızım nasıl olur daha sabah kahvaltısını hazırladım sarıldık nasıl bu hale geldi!" Konuşma ihtiyacı hissettiğimden sandalyeye çökerek annemin ellerini tuttum.
"Doğalgazı açık bırakmış. Camlar da kapalıydı galiba. Patronu bulmuş getirmiş."
Gözlerim dolduğunda ayağa kalkıp camın önünde durdum.
Neden biz bunları yaşıyoruz neden bir türlü mutlu olamıyoruz?
Bağırsak solucanının yanına gidip yakasına yapıştım. Tükürürcesine baktım yüzüne. "Ulan Arya senin yüzünden üzgündü değil mi?! İŞTE OLMASI GEREKTİĞİ VAKİTTE NEDEN EVDEYDİ LAN O KIZ!"
Yumruk attığımda Eşref de bizi ayırdı. "Kendinize gelin burası hastane! Sen de kendine çeki düzen ver!" Solucan dudağını sildiğinde yakalarını düzeltti.
Olum bura boş olcaktı ben sana yapacağımı bilirdim.
Şevval ile Ceren de geldiğinde annemin yanınaa gittiler. Onlar sakinleşmeye çalışırken ben de derin derin nefes alıyordum.
Kalbim ağrıyordu.
Doktor çıktığında koşarak yanına gittik.
"Öncelikle gaz soluduğu için hava verdik. Tabii biraz zor oldu. Şu an serum taktık uyandığında görebilirsiniz." İçim rahatladığında gülümsedim. Herkes sevindiğinde annemin yanına gittim. "Şevval sen anneme kahve su bir şeyler getirir misin?" Kafasını sallayarak kantine gitti.
On beş dakika sonra hemşire geldi. "Girebilirsiniz ama iki kişi girsin sadece." Görkem denen solucan girecekken kolunu tuttum. Kaş göz yaparak baktım. "Sen nereye koçum. Burada annesiyle sevgilisi varken." Kolunu kurtardığında geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESİNDE AŞK VAR || yarı texting
ChickLitUzay:Tenin almış beyazlığını aydan.(02.03) Uzay:Saçlarının rengi geceden.(02.03) Uzay:Bundan geceye sevdam.(02.04) Uzay:Sen örterken benimle kalbini.(02.04) Uzay:Al aklım gibi hissimi.(02.05) Uzay:Al çünkü özlüyorum.(02.05) Uzay:İyi geceler ay tenli...