4.3

11.6K 718 231
                                    

32💘

^^^

Lina: Hayır hayır hiçbir şey senin suçun değil!

Lina: Bora asıl sen bana sevmeyi öğrettin,

Lina: sevmeyi, gülmeyi, ağlamayı her şeyi sen öğrettin!

Lina: Şimdi bana bunu yapmazsın!

Lina: Bora lütfen ben hayatım da bir tek seni sevdim,

Lina: sana sarıldığım da kendim oldum.

Lina: Beni böylece terk edip gidemezsin!

(iletilmedi)

Gönderdiğim mesajların iletilmediğini ve fotoğrafının kaybolduğunu görünce hayatım da hiç olmadığı kadar kendimi berbat hissettim.

"Beni böylece bırakıp gidemezsin!"

Sinirle telefonu yatağın üzerine fırlattığım da gözlerimden benden bağımsız bir şekil de düşen yaşları umursamadan hızlıca telefonumu ve çantamı elime alıp kendimi dışarıya attım.

"Nereye gidiyorsun?"

Annemin sinirle söylenmesinin ardından suratına ifadesiz bir şekil de baktığım da arkamdan bağırışlarını umursamadan kendimi koşarak hemen alt sokakta ki taksi durağına attım.

"Buraya en yakın havaalanı nerede?"

Adamların şaşırmış bir şekil de yüzüme bakmasıyla sinirle kaşlarımı kaldırdığım da içlerinden birisi hılzıca ayağa kalkarak elini taksiye doğru uzatarak kendisi şoför koltuğuna oturdu.

"Kaç dakikaya orada oluruz?"

"10!"

Ümitsizce arkama yaslanıp Sude'yi aradığım da karşıdan çıkan sesle göz yaşlarıma engel olmayarak yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.

"Sude!"

"İyi misin Lina? Bir şey mi oldu?"

"Bora beni terk etti."

Fısıltıyla kurduğum cümle dudaklarımdan zar zor çıkarken hıçkırmamak için dudağımı biribirine bastırarak karşıdan gelecek cevabı bekledim.

"Nasıl yani! Ben gösteririm gününü ona!"

"O birazdan gidecek Sude ve ben onu bir daha asla göremeyeceğim!"

"Hayır buluruz onu! Telefon numarasını da sende var biliyorsun zaten!"

"Beni engelledi!"

"Ne olduğunu açıklayacak mısın?"

"Annem Bora'yı beni öperken gördü. Ama bak sadece yanağımdan öptü."

"Tamam sana inanıyorum. Sonra ne oldu?"

"Sonra da ben aptal gibi ona söyledim. O da bana bunu yapamayacağını söyledi. Ve bugün Fransa'ya gidecek. Sude ben ne yapacağım!"

"Ay inanmıyorum! Sen nerdesin o araba sesi ne?"

"Onu bulmaya gidiyorum!"

"Konum at ben de hemen geliyorum!"

Aramayı sonlandırarak konumu atıp arkama yaslandığım da etrafa baktığım da geldiğimizi görünce parayı ödeyerek hızlıca kendimi havaalından içeriye attım.

"Nerdesin Bora? Nerde!"

Girişte ki görevlileri gördüğüm de yanlarına giderek hızlıca sorumu yönelttim.

"Fransa'ya gidecek uçak kaçta kalkacak?"

"9"

Saate baktığım da yarım saat olduğunu görünce sevinerek kadının suratına bakmıştım ki bu sevinç en fazla 10 saniye sürmüştü.

"Eğer bir yakınızı gidecekse oraya artık giremezsiniz!"

"Ama benim oraya girmem gerekiyor!"

"Üzgünüm!"

"Ne tarafa peki!"

Kadının eliyle gösterdiği yere doğru koştuğum da Bora'yı görmemle sevinçle gözlerimden düşen yaşı elimin tersiyle sildim.

"Bora!"

Beni gördüğün de bir müddet afalladığın da yüzünün git gide ifadesiz ve umutsuz bir şekil almasıyla şaşkınca yüzüne baktım.

Beni görmüştü ama umursamadan görüş alanımdan uzaklaştığın da kendimi bir hiç gibi hissederek hıçkırarak ağladığım da omzuma dokunan elin sahibine irkilerek döndüğüm de Ekin'i görmemle yüzüm gözüm karışmış bir şekil de suratına baktım.

/Bölüm Sonu/

nasıldı?

💔

Texting||Online DersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin