Gözlerimi actigimda etraf kap karanlıktı. Biraz doğrulup kalktım. Nazlı'nın üstünü örtüp hiveryeye çıktım. Güneş tam tepedeydi. Kaldığımız yere güneş vurmuyordu. Gidip çocukları uyandırdım. Barış telefonu eline aldı "çekmiyor" dedi salak. Denizin ortasında bir adada telefonun çekmesini bekliyor. Aşağıya inip bir maymun gibi ağaca tırmanmaya başladı. Ağacın ilk dalına geldiğinde tekrar telefona baktı. Yine "çekmiyor" diye bağırdı. Banu "Salak mısın Barış burada nasıl çeksin o telefon" dedi. Barış inatla daha çok tırmandı ağacın tepesine geldiğinde sevinçle çığlık attı. "Çekiyor çekiyor". Şaşırdım çekmesi imkansızdı. Babamı aradı ve olanları anlattı. Babam "orada kalın polislerle aramaya çıkacağız" dedi. Barış telefonu kapatıp karşıya doğru bakmaya başladı. "Lan şehir hemen yanımızda resmen görüyorum tam karşımızda". Murat da hemen Barışın yanındaki ağaca tırmandı. "Harbiden lan burada şehir hemen burada" Barış babamı tekrar arayıp gördüğü yeri tarif etti. Sonrada adayı tarif eyti" babam "kalın orda yola çıktık" dedi. Rüzgar hafif hafif esmeye başladı. Nazlı kollarını bana sardı.
.
.
.
Sonunda koskoca bir polis gemisi yanımıza yaklaştı. Hepimizi güverteye aldılar. Birer battaniye ile bizi sardılar. Babam yanımıza geldi.
Baba:Bu adaya nasıl geldiniz?
Savaş:Biz bir yat tuttuk sonrasında Deniz'in ortasında batıyoruz diye bizi indirdiler. Bu tekneye bindik. Yat dönüp giymeye başladı. Sonrasında bizim hapse attırdığımiz adam anonsla bağırmaya başladı. Kısacası tuzağa düştük.
Baba:Siz yatı neden tuttunuz ki?Banu Nazlı'nın parmağındaki yüzüğü gösterip sırıtmaya başladı. Babam önce bana sonra Nazlı ya baktı. Beni ve Nazlı'yı koltuğunun altına alıp tebrik etti. Karaya yaklaştığımızda Barış "Kara göründü" diye bağırdı. Çok mutlu olduk.
Nazlı:Ben çok acıktım
Barış:Bende
Banu:Sevgili babacığım bizi doyurur değil mi baba
Baba: Tabiki de ne yemek istersiniz
Banu:Valla ben köfte ekmek ve büyük bir ayran istiyorum.Babam kafasını sallayıp önüne döndü. Sonunda karaya çıktığımızda babam bizi seyyar bir köftecinin yanına götürdü. Babama şaşkınca baktım böyle bir adamın böyle yerlerse ne işi olabilir ki. Köfteci babamı görür görmez sarıldı.
Köfteci: Hoşgeldin hayırsız ne zamandan beri uğramıyorsun
Baba: Biliyorum Hasan abi yapacak bir şey yok is güç biliyorsun.Hasan abi kafasını sallayıp köfteleri mangala attı. Ekmekleri de üstlerine koydu. Biber domates hazırlamaya başladı. Bizde bir masaya oturup konuşmaya başladık. Babam ikide bir düğün ne zaman diye sorup duruyordu. Ne yani yüzük takar takmaz evlenecek miyiz? Banu birden bire babamı susturup konuşmaya başladı.
Banu:Baba sana bir şey söylememiz lazım.
Baba:Hadi söyleyin o zaman.Banu biraz düşünür gibi yaptı anlaşılan konuya nasıl gireceğini bilmiyor. Barışın bakışlarından anladığım üzere Barışla olan ilişkisini söyleyecek.
Banu:Baba biz Barışla uzun zamandır çıkıyoruz.
Baba: Biliyorum
Barış:Nasıl yani
Baba:Niye bilmeyeyim ki sizin hakkınızda sizin bile bilmediğiniz şeyleri biliyorum
Banu: Kızmadın mı?
Baba:Evet kızdım ama barış ile çıkmana değil bunu söylemek için bu kadar beklemenize kızdım.Banu kalkıp babama kocaman sarıldı. Babam sandalyesinin barışa yaklaştırıp bir koluna da ONU aldı.
Baba:Bakın çocuklar siz hepiniz benim evladımsınız. Sizin yaptığınız hiçbir şey için size kızmam sadece benden saklamayın yeterli.Kafamızı sallayıp Hasan abinin getirdiği köftelere yumulduk.
Baba:Eee Nazlı artık annen ile barış da seni ondan gelip isteyelim.Nazlı'nın ısırdığı parça boğazına kaçtığı için öksürmeye başladı. Sırtına vurup şu verdim.
Savaş:İyi misin?
Nazlı:İyiyim ama annem beni bırakıp gitti sizce onun gelip benden özür dilemesi gerekmiyor mu.Aniden arkadan gelen sesle arkamızı döndük.
Nazlı'nın annesi: Kızım seni bırakıp gittiğim için çok özür dilerim affet beni.Nazlı kalıp annesine sarıldı. Bunları gerçekten babam ne ara planladı. Ayrıca Nazlı'nın annesi yurt dışında gitmedi mi? Kafamdaki deli soruları atıp Nazlı ve annesine baktım. Keske benim annem de hayatta olsaydı. Babam konuşmaya başladı.
Babam: Hazırlanın yarın akşam Nazlı'yı istemeye geliyoruz.Nazlı'nın annesi kafasını sallayıp yanımıza oturdu. "Hasan abi bana da bir köfte atsana". Hasan abi keyifli keyifli gülüp köfteleri mangala attı. Sonunda yemekleri yiyip kalktık. Kızlar alışveriş için gitmişlerdi. Bizde çocuklarla çiçek çikolata takım elbise gibi şeyler halletmeye gittik. Babam ve Nazlının annesi evlere gitmişti. Nazlı'nın annesi önceden kaldığı evde kalıyormuş şu anda. Biz babamla tanıştıktan sonra başka bir yere taşıdık. Nazlı'nın ve benim evimi bırakmıştık. Kızlar ve erkekler olarak ayrılıp yan yana olan iki eve taşındık. Herkes dağılmıştı ben Barışın saçmalıkları ile uğraşıp duruyordum. Murat ise hiç dinlemiyordu bile. Sonunda alışverişi tamamlayıp eve geçtik. Biraz uyku iyi olur. Yarın akşam için fazlasıyla heyecanlıyım.
Nazlıdan:
Kızlar bana bin tane elbise denettikten sonra sonunda siyah midi boy bir elbisede karar kılmıştı. Sonrasında onlar da elbise denemeye başladı. Elbise mağazasında yaklaşık 4 saat durduk. Sonrasında ayakkabı almak için başka bir mağazaya gittik. Kızlar bana siyah topuklu bir ayakkabı aldılar. Kendilerine de ayakkabı aldıktan sonra kuaförü arayıp radevu aldılar. Sonunda eve geçip kendimizi salondaki koltuklara arttık. Çok yoruldum bu yüzden biran önce uyumak istiyorum. Yavaşça odama geçip yattım. Yarın akşam için aşırı heyecanlıyım. İnşallah bir sorun çıkmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller*Seri katiller *Çeteler arası dinmeyen savaşlar *Kavgalar *Sahte alkol ve uyuşturucu *İşkence sahneleri Kitapta ne ararsanız var içeriler hoşunuza gittiyse başlayabilirsiniz 23 EYLÜL 2020 DE BAŞLADI