Büyük kavga

616 39 5
                                    

Mert'den:

Ah ulan Nazlı gidip sevgili yapmış kendine. Öğleden sonra dersin bitmesini iple çekiyorum. Kavgada onlara büyük bir sürprizim var. Nazlı'yı seviyorum ona aşığım ama o benden nefret ediyor. Önceden onunla çok fazla uğraşırdım. Sonra bir anda kendime bile itiraf edemediğim bir şey oldu. Ben ona aşık oldum. Ama bütün okulu ona karşı düşman ettikten sonra onunla uğraşmayı bırakırsam bütün okulun gözünde ezik durumuna düşerim. Bunun olmasına izin veremem. Nazlı eninde sonunda benim olacak o zaman yanimdaki bu sürtük Esra'dan kurtulup Nazlı ile olacağım.  Bunun için bu okuldan kurtulmam lazım. Okulun kapanmasina daha 4 ay var 4 ay daha uğraşmak zorundayım senle Nazlım bunun için senden özür dilerim.
.
.
.
NAZLI'DAN:

Sınıfa hocanın girmesi ile Savaş'ın kolları arasından çıkıp dersi dinlemeye başladım. Ders ingilizce ama ben daha ingilizce hakkinda en ufak bir sey bilmiyorum. Zeynep sürekli parmak kaldırılıp İngilizceyi anlamayan ingilizce hocasını sinir ediyordu. Zeynep hocadan daha iyi ingilizce konuşuyor. Buda eğitim sisteminin saçmalığını gözler önüne seriyor.
Teneffüs zili çaldığında rahat bir nefes verip yerimde yayıldım. Zeynep hocaya küfürler ediyordu. "Salak kadın ingilizce bilmiyor gelmiş ingilizce öğretmeye çalışıyor. Zaten orta okuldan beri aynı konuyu işliyoruz. Kelime ezberletmek hak getire hocanın kelime dağarcığı bile yok." Murat da onu sürekli dürtüp susturmaya çalışıyordu. Şimdiden Zeynep'in ingilizce sözlü notunu tahmin edebiliyorum 50. Tekrar zil çaldığında okul çıkışına yaklaşıyorduk. Kalbim benden bağımsız olacakları düşündükçe hızlanıyordu. Savaş'a baktığımda gayet sakin bir şekilde dersi dinliyordu.
.
.
.
Son derse girdik telefonum neredeyse susmuyordu. O kadar çok titriyor ki bacağıma masaj yapıyordu neredeyse. Telefonu elime alıp baktığımda Savaş ve Zeynep çeteye emirler yağdırıyordu. Nerede duracaklarından neler yapacaklarına kadar herşeyi belirlemişlerdi. Kavga olayları falan bana çok boş geliyordu. Neden normal insanlar gibi olmaya çalışmak yerine bu aptal insanların seviyesine diyorduk ki. Ama artık çok geçti bu kadar hazırlıktan sonra yapmayın dersem beni bile dövebilirlerdi. Zil çaldığı anda Mert ve grubu hızlıca sınıftan çıkıp gittiler. Bizde bütün eşyaları toplayıp dışarıya çıktık. Mert önden bağırdı.
-Burda değil az ileride ki boş alanda.
-Biliyoruz
Diye bağırdı Savaş ben söylemiştim. Bütün okul kavgaları oradaki boş alanda yapılırdı. Onlar önden koşarak ilerlemeye başladılar. Biz hiç istifimizi bozmadan ilerledik. 6sı da karşımıza geçmiş sırıtıyordu.
Mert-Siz 6 ezik...
Diyip hepsi beraber bileklerini salladılar ve devam etti.
-Bizim gibi büyük bir çete ile savaş'a bileceğinizi mi zannettiniz.

Diyip el çırptı arkasına yaklaşık 60 kişi geldi. Savaş kahkaha atmaya başladı.
Savaş:Böyle bir kahbelik yapacağını biliyordum sana bir sürprizim var.

Dedi ve bütün çete bölümlerini kaldırdı.  Ben alık alık bakarken Savaş benimde bileğimi tutup kaldırdı. Mert'in suratı beş karış olurken Savaş elini çırptı. Arkamı döndüğümde ellerinde sopa ve muştalarla tanıdık yüzler belirmeye başladı. Yaklaşık 100 kişi de bizim arkamızda belirince bizimkiler sinsi sinsi sırıtırken Mert ve arkasındakiler korku ile bize bakıyordu. Savaş tekrar konuşmaya başladı.
-Eşit bir kavga olsun sizin arkanda kaç kişi var.
-60 diye
bağırdı Esra denilen kız.

Savaş arkasına işaret yapıp kırk kişinin kenara çekilmesini sağladı. Murat "Bu kadar tatava yeter" diyip karşındaki kişiye yumruk attı. O sırada herkes gözüne kestirdiğine saldırırken Esra bana doğru koşmaya başladı. İlk yumruk savuruşundan kaçıp karnına tekme savurdum. Tekmeyi havada yakalayıp yere düşmesi sağladı. Savaş çoktan Mert'in üstüne çıkmış ardı ardına yumruk arıyordu. Esra da aynı şekilde benim üstüme çıkıp saçlarımı çekmeye başladı. Ne saçlarım mı şimdi beni gerçekten sinirlendirdin sürtük.
Nazlı:O saçlara dokunarak az önce ölüm fermanına imza attın.

Diyip kızı üstümden ittim. Gözüm bir anda kararmıştı. Yere düşüp çığlık atan kıza ardı ardına tekme yumruk elimden ne gelirse saldırıyordum. İyice benzettim onu sonrasında da bayıldı. Onu kenara artıp etrafa baktım. Herkes birbirini öldüresiye dövüyordu. Barış kendi rakibini halletmiş köşede duruyordu. Koşarak onun yanına gittim. Elinde bir adet küçük ses bombası vardı. Ne yapacak diye düşünürken polis sireni sesi açtı. Karşı taraf küfürler ederek kaçıyordu. Bayılanları kucaklarına almış hızlıca kaçıyorlardı. Barış sırıtıp "İşe yaradı böyle devam etseydi bunlar birbirini öldürürdü" dedi minnet dolu gözlerle ona baktım. Savaş koşarak yanımıza geldi "Hadisenize kaçmamız lazım" dedi. Barış elindeki ses bombasını gösterdi bütün çete Barış'a bakıyordu. Sonra da telefonu alıp polis siren sesini tekrar açtı. Kahkaha atarak gülerken herkes Barış'a tip tip bakıyordu.
Barış:Ne bakıyorsunuz lan izin verseydim de birbirinizi mi öldürseydiniz.
Savaş:Salak mal yemin ederim mal bu çocuk.
Murat:Lan ben daha hırsımı alamadım şu an nedense hırsını senden almak istiyorum Barış.

Dedi ve Barış'ı kovalamaya başladı. Herkes onlara gülerken bir yandan ya kanayan yerlerini temizliyorlardı. Buradaki herkes kardeşlik yemini etmişti. Ve kimin başına ne gelirse gelsin koruyacaktı. Bende öyle bundan sonra korku duymayacaktım korku olacaktım...

ÇETE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin