Barıştan:
Mert bile geldi. Savaşın intikamını almak için o bile gelmişti. Bir zamanlar Savaşla düşman olan birisi bile ama intikam nedir ki? Neden hep kan karşılığında kan istiyorduk. Savaş kurtulabilir ama şu an gittiğimiz yerdeki adam kesinlikle ölecek. Bu tür şeyler artık bana saçma geliyordu. Ne için savaşıyoruz ki bizim yaşımızda ki insanlar mutlu Mesut tek sıkıntısı aşk acısı ama biz biz niye böyle değiliz ki.
.
.
.
Mekana vardığımızda türlü türlü silahları kuşandık. Tabanca dışında çakı ve muşta bile aldık. Ne gerek var bu kadarına bilmiyorum ama Mehmet abi öyle söyledi. Tekrar arabaya bindiğimizde arkamızdan 2 araba daha geliyordu. İçlerinde Mehmet abinin adamları vardı. Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu ama sanırım çok da güvenli bir yer olmadığı kesin. Zaten şimdiye kadar ben kendimi hiç güvende hissetmedim ki. Hep diken üstünde oldum. Ev gibi bir yerin önüne geldiğimizde hepimiz indik. Ertaf sessiz gibiydi. Mehmet abi bayağı bir şaşırdıktan sonra giriyoruz dedi.Korumalar evin kapısını kırmak suretiyle açtılar. Yavaş yavaş içeriye doğru ilerledik.
.
.
.
Yazardan:İçeriye girdiklerinde çok temkinli ilerliyorlardı. Çünkü etrafta bir Allah'ın kulu yoktu. Salona kadar indiklerinde birkaç saniye sonra Savaşı vuran adam "sürpriz" diyerek ortaya çıktı. Etraflarına o adamın adamları çevrilmişti. Her birinin elinde silahları vardı. Mehmet bey korkmuş bir şekilde çocuklara baktı ve adama döndü
Mehmet:Bana bak Ali senin sorunun benimle ailemi ve çocukları rahat bırak şimdi bırak gitsinler ve sorunu benimle çöz
Ali:Yok canım hiç olur mu öyle şey senin de sorunun benimleydi ama sen benim oğlumu öldürdün "şimdi"Diye bağırdığında çocukların üstüne adamlar ateş açmaya başladılar. Çocuklar ve Mehmet'in adamları da ateş etmeye başladılar. Teker teker vuruyorlardı, koşup kendilerine siper alıyorlardı etraf savaş alanına döndü bir anda. Mert birden yere düştüğünde herkes ona baktı kafasından vurulmuştu. Barış koşarak yanına gitti diğerleri hala çatışmaya devam ediyorlardı. Barış birden "Ölmüş, lan ölmüş" diye bağırdı ve etrafa rast gele ateş etmeye başladı. Mert kafasından vurulmuştu ve nabız yoktu. Esra bunu duyarsa yıkılırdı. O sırada kapıdan Nazlı'nın annesi "Bizsiz parti olmaz" diyerek girdi arkasından adamlar gelmişti. Herkesi teker teker temizlediler. Mert ölmüştü ama yine de ambulansı aradılar. Barış sürekli suni teneffüs ve kalp masajı yapıyordu. Mermi kafasının sağ tarafına tam köşeye gelmişti. Ambulans geldiğinde Mert'i aldılar. Esra'nın halen daha haberi yoktu. Hastaneye geldiklerinde Mert'in kalbi atmaya başlamıştı. Barışın kalp masajı ise yaramıştı. Hemen onu ameliyata aldılar. Barışın telefonu çalmaya başladı Esra arıyordu.
-Alo barış çabuk gelin Savaş uyandı.Diyip telefonu kapattı. Barışın her tarafı kandı. Hemde Mert'in kanı. Murat barışı tutup zorla Savaşın olduğu yere doğru çekmeye başladı. Esra'ya söylemeleri lazımdı.
.
.
.
Zeynepten:Esra: Mert nerede Barış neden her yerin kan ne oldu ona!
Barış:Esra o!
Esra:Lan ne oldu söyle be söyleEsra sürekli olarak barışı sallıyordu. Murat'a soru dolu gözlerle baktım. Ama ağzını açmadı barış da ağzını açmıyordu.
Zeynep:Lan dilinizi sikeyim ne oldu konuşsanıza
Murat:Mert kafasından vuruldu ameliyatta!Esra yere düşmüştü Banu son anda tutsa da bayılmıştı. Banu hemşire yok mu diye bağırıyordu. Ben şok olmuş bir şekile bekliyordum. Ölmez o hayır bu imkansız. Onun küçücük bir çocuğu var ölemez.
.
.
.
Yaklaşık 17 saattir doktorlar amelitayyan çıkmadı. Savaş yoğun bakımdaydı. Nazlı'yı halen daha uyutuyorlardı. Her ne kadar Savaş uyanmış olsa da bu sefer de Mert için perişan olacaktı. Karnındaki bebek zarar görebilirdi. Esra ikide bir sinir krizi geçiriyordu ama yine de uyutmalarına izin vermiyordu. Herkes deli gibi ameliyathanenin önünde volta atıyordu. Gözler kıpkırmızı ve etrafları mosmordu herkes öyleydi. O sırada içeriye Mehmet abi geldi. Banu direk yakasına yapışıp bağırmaya başladı.
-Kaç kişi ha daha kaç kişinin canı yanacak senin yüzünden önce savaş şimdi de daha 6 aylık bir çocuğu olan Mert başka kim var baba sırada kim var ?Mehmet abi gram ses çıkartmıyordu ve Banu ona ne kadar vurursa vursun tepki vermiyordu. Doktor ameliyattan çıktığında herkes o tarafa döndü.
"Kurşunu çıkarttık kafasındaki kemiği beslenmesi ve eski haline gelmesi için karnına koyduk yaklaşık 2 ay sonra kendine gelir bir süre yatakta kalır ama sonrasında eski haline gelmesini temenni ediyoruz iyi günler geçmiş olsun" diyip gitti. Çok rahatlıkla söyledi bu kelimeleri doktor bile artık alışmıştı. Esra tekrar bayıldı ölmediği için sevinçten mi bayıldı yoksa üzüldüğü için mi bayıldı bilmiyorum ama sedye ile Nazlı'nın uyutulduğu odaya kaldırıldı. Ne kadar tuhaf bir hayatımız vardı böyle. Banu ve bende uzaya bakmak için eve doğru gitmeye başladık. Bakıcı daha fazla durmayacakmış telefon etti.
.
.
.
Eve vardık Uzay ne kadar masum herşeyden habersiz bir şekilde uyuyordu. Bakıcıya parasını verip gönderdik. Babası vuruldu annesi sinir krizleri geçirdi ama bu masum bebek herşeyden habersiz öylece uyuyordu. Nasıl bir geleceği olacak Allah bilir ama kötü bir geleceği olmaması için elinizden ne geliyorsa yapacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller*Seri katiller *Çeteler arası dinmeyen savaşlar *Kavgalar *Sahte alkol ve uyuşturucu *İşkence sahneleri Kitapta ne ararsanız var içeriler hoşunuza gittiyse başlayabilirsiniz 23 EYLÜL 2020 DE BAŞLADI