ÇETE (TAMAMLANDI)

Mezuniyet

Ameliyattan sonra tam 3 ay oldu. Kızlar mezuniyet için alışverişe gitmeye hazırlanıyorlardı. Dün okulda kep atma töreni yapıldı bu gece de balo var. Şu okuldan sonunda kurtuluyorduk. Kafamdaki yara iyileşti hatta ufaktan saç bile çıkmıştı. O saclara   kaynak yaptırdım. Saçlarım eskisi gibi olmuştu. Savaş babası ile barışmış ve Buse de babasının soy adını almıştı. Mert Esra ile çıkıyordu ve artık Savaşla aralarından su sızmıyordu. Kızlarla alışveriş için hazırlanıp hep beraber alışveriş merkezinde doğru sürmeye başladık. Bu arada artık kızlar erkekler ile ayrılmış komşu olmuştuk. Erkekler  bir evde biz kızlar bir evde. Alışveriş merkezine geldiğimizde Banu arabandan inip koşmaya başladı. Barış da arkasından koşuyor ve "o elbiseyi alamazsın Banu"diye bağırıyordu. Herkes bize bakıyordu. Bizde Banu'nun girdiği mayzaya girdik. Banu elbiseyi bulur bulmaz kabine koşmuş ve kapıyı kilitlenmişti. Barış sinirle bağırıyor. O da içerden"Kes sesini ayrılırım senden" diye bağırıyordu. Biz katıla katıla gülerken bulduğumuz elbiseleri alıp kabinlere girdik. Çıktığımızda çocuklar dahil mağzadaki herkes bize bakıyordu.

                   Nazlı'nın giydiği

                  Banu'nun giydiği
Hı

                  Zeynep'in girdiği

     

                      Esra'nın giydiği

                  Buse'nin giydiği

                    Sude'nin giydiği

                   Sude'nin giydiği

Herkesin sevgilisi yanına gidip olmamış bu açık değiştir gibi şeyler söyledi. Kızların pek tınladığı yoktu. Savaş bana biraz daha vaktintan sonra yanıma geldi. "Sen çok güzel olmuşsun inşallah katil olmam" dedi ikimiz de güldük. "Ben senin yanındayım savaş bana kim bakabilir." Dedim sessizce. Kızlar kıyafetleri paketletirken erkekler halen daha kızlarla tartışıyorlardı. Yemek yemek için AVm'nin en üst katına çıktık. Burger siparişlerini verip boş bulduğumuz masaya kızlarla birlikte oturduk. Kısa süreli dedikodu sonrası dibyan en yakışıklı erkekleri yanımıza yaklaştı. Ellerinde burgerleri alıp yemeğe başladık. Akşam çok güzel gecer umarım. Yemekleri yiyip kuaföre gittik erkeklerde o sırada eve geçmiş hazırlanmaya başlamışlardı. Yaklaşık 5 saat sonra kuaförden çıktık sanki gelin saçı yapıyorlar. Kapının önüne çıktığımızda erkekler arabalara yaslanmış bizi bekliyorlardı.

Mert: Kızım alt tarafı elbiseleri giyip saçınızı yaptırdınız 4 saattir burda bekliyoruz.
Esra:Biz mi dedik size bir saatte hazırlanıp gelin diye arasaydınız.
Barış:Hadi daha başlamasına yarım saat var ama yol uzun atlayın gidelim.

Hepimiz kafamızı sallayıp arabalara bindik. Ben tabiki savaşın arabasına bindim herkes kendi sevgilisinin yanına bindi. Akın ve Sude de çıkıyordu ama grubumuzun en sönük çiftleri bunlardı tanıştığımızdan beri hiç bir şeye karışmamış neredeyse çok az konuşmuşlardı. Yaklaşık 45 dakika sonra balo salonuna geldik. Ortalıkta kafetli bir hava vardı. Erkek ve kadın parfümleri birbirine karışmıştı. Biz ortadaki halıda kol kola yürüyorduk. Kendimi düğünde gelin damat gibi hissettim. Bütün gözler üzerimize çevrilince daha çok öyle hissettim. Savaş milletti gözleri ile önlerine dönmeleri için uyarıyordu. Barış ve Murat birilerine dalmamak için zor duruyorlardı. Diğerleri ise zaten çoktan birileri ile tartışmaya başlamışlardı. Dans müziği çalmaya başladığında dj'e kafamla teşekkür ettim. İki parmağını alnına koyup selam verdi. Sevgilisi olan herkes dans pistine çıkmıştı. Bizde çıktık ve resmen yer ayaklarımın altından kayıyordu. Savaş böyle güzel dans etmeyi nereden öğrendi. Dans bittiğinde öğretmenler bizleri tebrik edip gitmişti. Ortam bize kalınca her taraf yavaş yavas alkol olmaya başladı. Herkes eğleniyor içiyor fotoğraf geliyordu. Delicesine dans edenler vardı oturanlar vardı herkes ayrı telden çalıyordu.
Zeynep:Bizde içelim
Murat:içelim ama önce fotoğraf çekelim sarhoş olduktan sonra çekemeyiz.

Hepimiz kafamızı salladık fotoğrafçıyı çağırıp  salonun önüne deniz kenarına gitmiştik. Önce 12 kisi olarak çekildik sonra kızlar erkekler olarak ayrıldık sonra da herkes sevgilisi ile çekildi.
'Fotoğrafları çıkışta alırız" diyip salona geri döndük.
.
.
.
Güzel bir gece sonrası Savaş'ın kucağında eve giriyordum. Kızlar olarak birkaçımız sızmıştık ama ben numara yapıyordum. O kadar çok içmedim. Savaş beni odaya kadar taşıyıp alnıma küçük bir öpücük kondurup odadan çıktı. Tam kalkacaktım ki odaya geri geldi. Evine gitmeyecek mi bu ya. Üstümdeki elbisenin fermuarını yavaşça açtı. Ayak bileklerimden bir şort giydirdikten sonra etek bölümü kıvırdı.  Sonra da elbisenin üst kısmını da sıyırdı. Ama elbisenin altında hiçbir şey yoktu. Kısık bir şekilde gözlerimi açtığımda onun gözleri kapalıydı. Kıyamam yaaa! Bakmadan üstüme de bol bir swit geçirdikten sonra kendisi de üstündeki ceketi ve gömleği attı. Benim odama kaldığı zaman kullanmak için koyduğu pijamalarını giydi. Sonra yanıma uzandı ve beni göğsüne yaslayıp uykuya daldı...

Huzurun kolları arasında bende gözlerimi kapattım.