Yanmışsınız söndürelim dedik

515 29 6
                                    

Derin bir uyku sonrası gözlerimi açtım. Saat 10 olmuştu. Çadırın dışına çıkıp ufak piknik tarzı birşeyler hazırladım. Önce kızları kaldırdım sonrada çocukları. Savaş diğer çete ile görüşmemeyi kesinlikle tembihledi tehlike anı dışında onlarla konuşmayacağımızı neredeyse emretti. Bu yüzden onları çağırmadım. Güzelce kahvaltı ettik. Banu Esra'ya bakmak için çadırı açtı. Öksürerek dışarıya çıktı.
Nazlı:Ne oldu?
Banu:Nazlı içeriden çok ağır bir koku var ve kızlar yok.

Hemen kalkıp Mertlere baktım hala uyuyorlardı. Hemen bağırdım.
-Kalkın kızlar yok Mert kalksanıza.

Direk fırlayıp dışarıya çıktılar. Çadırın fermuarı açık olduğu için koku dışarıya çıktı. Savaş hemen içeriye girdi. Elinde bir kağıt ile dışarıya çıktı. Okumaya başladı.
'Kızlar yanmış bizde söndürelim dedik' yazıyordu. Savaş elindeki kartı buruşturup bize bağırmaya başladı.
-Lan hiçbiriniz duymadınız mı?

Kafamızı olumsuz anlamda sakladığımızda "Kahretsin" diyip sinirle elimdeki kağıdı yere attı.
.
.
.
Hepimiz dağıldık neredeyse bakmadığımız bir yer kalmadı. Tuvalet, orman, çeşme heryere baktık. Sonunda bir araya geldik. Zeynep konuşmaya başladı.
Zeynep:Nazlı buralarda gölet tarzı bur yer var mı?
Nazlı:Evet ormanın çıkışında bir park var onun biraz daha ilerisi niye
Zeynep: Kızım yanan insanı su söndürür kesinlikle öyle bir yere attılar acele edin.

İşte grubumuzun en zeki kızı. Hemen gölete doğru ilerlemeye başladık. Bur süre sonra varamayınca bu sefer koşmaya başladık. En sonunda geldik. Kızların kafaları hariç bütün vücutları suyun içindeydi. Koşarak yablrinag gittik ve çıkarttık. Ayaklarına koca koca taşlar bağlanmıştı ve hiç hâlleri yoktu. Çocuklar kızları kucaklarına alıp ilerlemeye başladılar. Bizde hemen arkalarından. Kızların konuşmaya bile mecalleri yoktu.  Bir süre sonra kampa geldikten sonra Savaş hocaların yanına gitti. Bir süre sonra sinirle yanımıza geldi.
Savaş:Göndermiyorlar bizi buradan Allah kahretsin birkaç şaka için burdan gidemezmişiz sayın müdür öyle diyor.

Hepimiz ofladık. Şaka değildi bunlar gerçekten canımız yanıyordu. Kızlar o çadırın içinde eğer fark etmeselerdi ölebilirlerdi. Yada suyun içinde bayılsalardı boğularak yine ölebilirlerdi. Bunların herhangi bir yerinde şaka giremiyorum. Ama liderler hala inatla birleşmek istemiyorlardı. Anlamıyorum zaten çoktan birleştik. Farkında olmadan birleştik zaten neyin kafasi bu. Aninden Savaş'ın telefonu çaldı. Özel numara diyip açtıktan sonra hoparlöre aldı. Karşıdan neredeyse 40 50 yaşlarında bir adam sesi geliyordu.
Özel numara:Savaş başınıza gelenleri biliyorum ama sizin ne kadar güçlü olduğunuzu da biliyorum. Siz koskaca bir seri katili öldürdünüz diğerleri ise sokaktaki uyuşturucu sattıtan koskoca uyuşturucu baronunu öldürdü. Sizin yerinize geçmek isteyen birkaç çapulcuya mı izin vereceksiniz. Şimdi b bir araya gelme vakti birleşin ve siz onların üzerine oyunlar oynayın. Bütün çetenin üyelerini Rize'ye çağırın böylelikle sizi koruyacak birileri olur. Onlar çok kalabalık ne kadar fazla kişi olursanız o kadar sizin için avantaj.
Savaş:Sen kimsin
Özel numara:Buraya geldiğinizde tanışacağız lider ve ne kadar bizim isteklerimizi yaparsanız o kadar güçlü olursunuz. Bu savaş bizim savaşımız.

Dedi ve kapattı. Herkes iki lidere bakmaya başladı. Verecekleri karar bizim kaderimizdi.
Savaş:Demek uyuşturucu düşmanısınız
Mert:Aynen öyle
Savaş:O zaman neden o içkiye uyuşturucu koydunuz.
Mert:Biz sokaktaki o masum çocukların uyuşturucu çukuruna düşmesini engelledik ama düşmanımıza herşeyi yaparız dostumuz için canımızı vereceğimiz gibi.

Dedi gözlerimiz onlardaydı. İkisi de aynı anda el uzattılar. İçten bir şekilde gülümseyip tokalaştılar. Biz ise doğum günü çocuğu gibi sevinip havalara zıpladık.
Savaş:Onların kabusu olacağız
Mert:Yada azraili
...

ÇETE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin