KATİL ÖLDÜ

811 43 9
                                    

Gözlerimi açtığımda mekandaydım. Birden kafam dank etti. Ben bayılmıştım. Koşarak önümdeki kapıdan çıktım. Savaş, Barış, Banu, Mert ve Zeynep oturmuş konuşuyordu. Ben onlara boş boş bakarken gözüm dalmış ve yaptığım şey aklıma gelmişti. Ben bir adam öldürdüm. Ben düşünmeye devam ederken Savaş'ın seslenmesi ile yerimden sıçradım.
-Nazlı iyi misin?
-Şey iyiyim galiba ama fiziksel olarak ruhsal olarak çökmüş durumdayım.
-Sen demiştin bunu hatırlatayım üzülmeyi bırakıp plan yapmamız lazım
-Tamam haklısın Savaş bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum.

Lavaboya kadar koştum midem bulanıyordu işlediğim cinayeti kaldıramıyorum ve midem bulanıyor. Kustum ve lavaboya geri döndüm. Yüzümü yıkayıp aynaya baktım gözlerim kızarmış altları morarmıştı, dudaklarım bembeyaz olmuştu. Şaşkınlıkla kendime baktım bir günde ne oldu bana böyle. Çocukların yanına gittiğimde Banu'nun da benden kalır yanı yoktu. Annesi öldü kızın ve burada oturmuş zorla plan yapmaya çalışıyordu. Ne kadar zor durumda olduğumuzu daha yeni anlıyorum annesinin yasını bile tutamamış kız kendi hayatı için savaşıyordu. Masaya oturdum Barış elinde kahvelerle geldi anlaşılan aralarında tek uyuyabilen bendim. Herkes konuşuyor bir şeyler tartışıyordu bense sadece gözümün önüne gelen cesetle olduğum yerde durmuş hiçkimseyi dinleyemiyordum. Acınası durumdaydım. Sigaramı yaktım kimsenin ne dediği şu an umrumda değildi ben bir insan öldürmüştüm. Şavaş'ın sesi ile transtan çıktım.
-Nazlı sen bizi dinliyor musun?
-Dinleyemiyorum Savaş o adamın yerde kanlı yatan halini görüyorum. Elimde tuttuğum silahı görüyorum hiçbir şey dinleyemiyorum çok kötüyüm çok...
Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı dışarı çıkıp hava almak istedim hızlıca masadan kalktım kapıya doğru giderken belime sarılan eller gitmeme engel oldu. Savaşa döndüm ve kafamı omzuna gömerek daha fazla ağlamaya başladım. Banu da daha fazla dayanamamış ve oda ağlamaya başladı. Dizlerimin üstüne çökecek gibi olmuştum ama belimdeki eller buna engel oldu. Savaş beni sandalyeye oturtturdu ve konuşmaya başldı;
-Kızlar bundan sonra bu işe bulaşmayacak biz diğerleri ile plan yapıcaz bir şekilde halledeceğiz tamam ölenleri geri getiremeyiz ama en azından diğerleri hayatta kalır.
Zeynep:Ben hariç savaş ben çok güçlüyüm ve ağlamam kendimi koruyabilirim.
-Evet Zeynep bunu biliyorum bu yüzden kızları koruyacak birisi lazım en sondaki odada silahlar var birkaç silah alın ve eve gidin.
-Savaş annem o ne olacak oda bu işte sonuçta o katil annemi tanıyor
Dedim Savaş düşünmeye başladı
-Nazlı anneni ara ve onu da alın tamam mı ve sakin olun kendinizi koruyun Barış sende kızlarla git Murat sende diğerlerini uyandır artık birşeyler yapmamız lazım.

Herkes onayladı ve bende annemi aramaya başladım üçüncü çalışta açıldı
-Anne nerdesin o katil dışarda güvende değilsin biz seni almaya geleceğiz.
-Kızım kusura bakma ben yurt dışına gidiyorum birazdan uçağım var artık tek başınasın.

Telefonu yüzüme kapattı herkes merakla suratıma bakıyordu. Savaş konuşmaya başladı ve benim gözlerim yine dolmaya başladı
-Ne oldu Nazlı
-Annem...

Boğazımı temizledim konuşmakta zorluk çekiyordum
-Ne oldu annene kızım delirtme beni konuş.
-Annem yurt dışına gidiyormuş bana artık tek başınasın dedi beni bıraktı gitti Savaş
-Nazlı sakın ağlama o seni düşünmeden çekip gidiyorsa sende bundan sonra onu düşünme bide şöyle düşün artık en azından güvende.

Kafamı salladım doğru söylüyordu en azından artık güvende. Hemen çıktık Barış arabayı çalıştırdı bizde silahları bagaja koyduk ben belime bir silah soktum ne olur ne olmaz diye bunu gören Zeynep de aynısını yaptı ve iki silah daha alıp birini Banu'ya birini de Barış'a verdi. Hepimiz bindikten sonra Barış sürmeye başladı. Arkama yaslanıp derin bir nefes aldım artık nefes almak bile zorlaşmıştı benim için ciğerlerime çektiğim oksijen ciğerlerimi yakıyordu. Barış birden bağırmaya başladı
-Frenler tutmuyor!
Banu ve ben korkuyla birbirimize bakarken Zeynep birden hızlı bir şekilde konuşmaya başladı.
-Barış 3 deyince hızlıca yer değiştiriyoruz.
Biz anlamayan gözlerle Zeynep'e bakarken o saymaya başladı ve Barışla aniden yer değiştirdiler. Zeynep arabayı çevirip dağa doğru çıkmaya başladı. Araba git gide yavaşlıyordu Zeynep de ağaçlara çarpmadan dikkatlice direksiyonu tutuyordu.
-3 deyince hepiniz atlayın.
Arabanın kaplarını açtık Zeynep saymaya başladı. "3-2-1 şimdi"
Arabadan atlarken iki takla atmıştım ama çimenler beni nazikçe karşıladı diğerleri de ayağa kalkıp arabaya bakmaya başladılar. Araba biraz daha ilerleyip bir ağaca çarpıp durdu. Bagajdaki kalan silahları da aldık ve Savaş'ı aradım. Açmıyordu ve birinin gelip bizi alması lazımdı mekandan çok uzaklaşmıştık. Zeynep anında Murat'ı aradı ikinci çalışta Murat açmıştı telefonu.
-Murat birisi arabanın frenlerini kesmiş yola iniyoruz birisi gelip bizi alsın.
Dedi ve kapattı. Yola ulaşmıştık siyah bir araba bize doğru geliyordu.
Barış arabayı gösterdi "Geldiler"
Zeynep telaşla konuşmaya başladı
-Bu bizden bir araba değil lan koşun
Tekrar dağa doğru koşmaya başladık araba da peşimizden dağa doğru sürmeye başladı çocuklar çok hızlı gidip önden kaçmayı başarmıştı ama beni artık dizlerim taşımıyordu durdum araba da durdu. İki dizimin üzerine çöküp ellerimi kafama kapattım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ayak sesi bana doğru gelirken Zeynep'ın "Nazlı!" Diye bağırışını duydum. Hayatım gözümün önünden geçmeye başlamıştı ölüm bana çok yakındı yanımda duran bir çift ayak kafama silah dayanmıştı bende olduğum yerde kafama gelecek olan kurşunu bekliyordum. Aniden gelen silah sesi ile vurulduğumu zannederken kafama silah dayayan adam yere düşmüştü yüzünde yine o etten maske vardı. Belimde duran silahın varlığını unutmuştum ama Barış hatırlamış olacak ki adamı kafasından vurmuştu. Arabanın kapısı tekrar açıldığında içinden bir kadın çıkıp kaçmaya başladı bu sefer sıra bendeydi silahımı aldım ve kadını bacağından vurdum. Kadın yere düşerken arkasından bir araba daha geldi içinden Savaş ve Murat indi. Kadına yaklaşınca ikisi de kadını tutup bizim yanımıza sürüklemeye başladılar. Kadının yüzünde de maske vardı. Zeynep ve diğerleri koşarak yanıma geldiler önce adamın yüzündeki maskeyi çıkarttılar Banu şaşkınca bakmaya başladı.
-Ama ama bu benim ölen babam o o ölmüştü o katil onu öldürmüştü.

Şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken kadının yüzündeki maskeyi çıkarttığımızda şaşkınlık bu sefer hepimizde vardı çünkü o kadın da Banu'nun annesiydi hepimiz orda kalakalmıştık. Savaş konuşmaya başladığında hepimiz şaşkınlıktan çıkıp Savaşa döndük.
-Katilin cesedini tıkın bagaja ve bu kadını da alın doktor yarasına baksın mekana geri dönüyoruz ve ne olup bittiğini bu kaltaktan öğreneceğiz kusura bakma Banu
Banu hala şaşkınlık içindeydi Barış cesedi bagaja tıktı bizde Banu'nun annesini bağlayıp arabaya otutturduk. Kamyonet tarzı birşey gelip kaza yapan arabayı aldı. Katilin geldiği arabayı Murat, Zeynep ve Banu aldı. Barış, Savaş ve bende cesedin ve yaralı kadının olduğu arabaya bindik. Barış kadının yarasını sıkıca sararken mekanın yolunu tuttuk. Herşey bitmi miydi? Yoksa yeni mi başlıyordu?

ÇETE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin