Arabanın arkasında ki bagaj koltuk arasındaki bölümü söküp koltuğun arkasını bagaja doğru yatırdım. Nazlı'yı getirip yatırdılar. Hastaneden çıkmadan önce mr çekildi. Kimsenin olanlardan haberi yoktu. Savaş koşarak yanıma geldi.
-O benim arbamla gidecek izin vermem seninle gitmesine.Olan herşeyi anlattıktan sonra Savaş benimle gitmesine izin verdi.
Savaş: Ama bir şartla eve koyulacak olan kameraları bende izleyeceğim.Kafamı salladım sonra arbaya binip sürmeye başladım. Nazlı'yı arada bir kontrol ediyordum. O ilaçlarla uyanması imkansız ama yine de içim rahat etmiyor.
.
.
.
Sonunda eve geldiğimizde çocuklar kameraları kurmaya başladılar. Nazlı'nın uyanma ihtimali olduğunu için onu odaya ben taşıdım. Her yere kamera kurulduktan sonra herkes gitti. Savaş her ne kadar bırakmak istemese de mecbur kaldığı için gitti. Nazlı'nın yanına çıktım yanındaki sandalyeye oturdum. Nazlı yavaş yavaş gözlerini açıyordu.
Mert:İyi misin Nazlı?
Nazlı:İyiyim Mert burası neresi böyle?
Mert: Nazlı beni hatırlıyorsun.
Nazlı:Ne diyorsun Mert ya içki içtim ama o kadar çok içtiğimi hatırlamıyorum. Hadi hazır buraya kadar geldin kalk gezelim.
Mert:Nazlı İstanbul'dayız.
Nazlı:Ne ara geldik o kadar uyudum mu ya?Kafamı sallar gibi yaptım. Nazlı'ya banyo yapmasını söyleyip odadan çıktım. Hemen psikoloğu aradım. Olanları anlattım.
Psikolog: Mert şey nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum bunların olması normal aklı gidip gelebilir olmayan şeyleri görebilir sizi unutup hatırlayabilir.
Mert:Ne olduğunu buldunuz mu?
Psikolog:Evet hem şizofreni başlangıcı hemde beyninde tümör var üzgünüm ilaçları vermeyin beyin cerrahisinin görmedi lazım.Telefonu kapatıp diğerlerini eve çağırdım. Herkes geldi ama Nazlı daha yeni banyodan çıkıyordu. Üstünü giyinip aşağıya indi. Savaş onu kollarına aldı.
Savaş:Nazlı özür dilerim canım ben o an sinirle öyle söyledim. Seni gerçekten seviyorum.
Nazlı:Bende seni Savaş başıma ağrı girdi oturtabilir misin beni?Savaş koluna girdi. Koltuğa oturtup yanına geçti. Nazlı saçlarını çekiyordu ağrıdan ve bunun farkında bile değildi. Ellerini tutup saçlarından çekip dizlerine bastırdım. Savaş da kafasını tutuyordu. Birkaç dakika sonra Nazlı kendine gelmişti. Ben geriye çekildim Savaş sıkıca sarılıyordu. Zeynep bir ağrı kesici getirdi. Nazlı hemen attı. Herkes yavaş yavaş kalkmaya başladı. Nazlı da gitmişti Savaş ve dişleri ile birlikte. Evdeki kameraları söktüm sonuçta geri verebilirim artık.
.
.
.
Savaş'tan:
Nazlı'ya baktıkça gözlerim doluyor. Ya ölürse ya ona bir şey olursa. Bu içimi kemiren bir acıya dönüşmeye başladı. Eve geldiğimizde Nazlı ile konuşmaya başladım.
Savaş:Okul biter bitmez evlenelim mi?
Nazlı:Evlenmek için erken değil mi tamam bunun için küstüm ama daha önümüzde çok yıllar var
Savaş:Canım ne kadar yaşayacağımızı bilemeyiz ki lütfen.
Nazlı: Tamam canım tamam zaten şunun şurasında kaç ay kaldı.
Savaş: Bilmiyorum ki okulla alakam yok.Gülümseyip sarıldık. Nazlı birden tuhaf tuhaf yüzüme bakmaya başladı. Sanırım yine unutuyor derken konuştu:
-Bu gece beraber uyuyalım mı?Kafamı olumlu anlamda sallayıp tekrar sarıldım.
.
.
.
Yatağa uzanmış Nazlı'nın gelmesini bekliyorum. Ellerinde iki bardak süt vardı.
Savaş:İyyy ben süt içmem.
Nazlı:Aşkım ballı süt bu ayrıca benimle evlenirsen her gece içeceksin. içmeyecek misin?
Savaş:Ver hadi başımın en tatlı belası.Elime sütü verdiğinde önce tiksinerek baktım. Sonra burnumu kapayıp direk dikmeye çalıştım. Sıcak olduğunu bir an unuttuğum için ağzım yanıyordu. Nazlı dilime doğru üflemeye başladı. Bir anlık gözleri gozlwrime deydi ve ağzındaki yanmayı unutup dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Kısa bir öpücükten sonra geri çekildim. Nazlı iki üç saniye bakıp tekrar öpmeye başladı...
.
.
.
Gece saat 2 de anca uyumuşuk. İnşallah Nazlı bu geceyi hayatı boyunca hiç unutmaz. Gözlerimi açtığımda saat 4 olmuştu Nazlı birden bana bağırmaya başladı. "Sen kimsin pislik git burdan burası benim yatağım"
Savaş:Nazlı kendine gel hatırlamıyor musun beni?
Nazlı:Hayır seni tanımıyorum çık git hemen.Aşağıya inip bizimkileri kaldırdım. Konuşmaya başladık.
Zeynep:Bu tümör nasıl iyileşecek ya kız göz göre göre elimizden kayıp gidiyor.
Barış: Bilmiyorum ama yakın bir zamanda cerraha göstermemiz lazım.
Savaş:Bunu ona nasıl söyleyeceğiz.
Murat:Ne olacaksa olsun söylememiz lazım Nazlı'nın bir an önce tedavi olması lazım.
Nazlıdan:Kafamda bir ağrı ile Savaş'a seslendim ama yanımda yoktu. Çocukları uyandırmamak için sakin adımlarla aşağıya iniyordum. Zeynebin sözü ile olduğum yerde çakılı kaldım. Ne tümörü bahsettiği kız kim? Biraz daha dinlemeye devam ettim. Murat son noktayı koymuştu. Bağırarak yanlarına gittim.
Nazlı:Ne oluyor be anlatın hemen ne tümörü ne tedavisi?Savaş kolumdan tutup beni koltuğa oturtturdu. Herşeyi teker teker anlatmaya başladılar. Mert'e nasıl davrandığımdan diğerini nasıl kovup katil diye bağırdığıma kadar herşeyi. Neden böyle bir şey olmuştu ki onca insan varken neden ben yani?
Nazlı:be ben ölecek miyim?
Savaş:Hayır tabiki de Nazlı sen daha 18 yaşındasın ne ölmesi yarın ilk iş doktora gideriz ne yapabileceklerine bakarlar ne dersin?Kafamı onaylar anlamda sallayıp Savaşın yardımı ile odaya çıktım. Yatağa uzanıp Savaşın göğsüne yattım. Kalbi çok güzel atıyordu. Kalp atışlarını dinlerken uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE (TAMAMLANDI)
Gizem / Gerilim*Seri katiller *Çeteler arası dinmeyen savaşlar *Kavgalar *Sahte alkol ve uyuşturucu *İşkence sahneleri Kitapta ne ararsanız var içeriler hoşunuza gittiyse başlayabilirsiniz 23 EYLÜL 2020 DE BAŞLADI