Bölüm 13

482 40 1
                                    

Büyük, ihtişamlı bir evin önündeydim. Dış cephesinin siyah olması ayrı bi hava katmıştı. Görünüşüyle beni resmen büyülemişti. Ah tanrım,buraya bayılmıştım! Gördüğüm kadarıyla kocaman bir bahçesi de vardı. Issız ve çevresinde ev olmaması biraz ürkütsede şehirden uzak olması kulağa hoş geliyordu. Burada insan hiç sıkılmazdı.. Ve sanırım burası Baran Beyin eviydi. Bir taraftan evi inceliyor bir taraftanda Baran Bey'i takip ediyordum. Evine girmem her ne kadar bana doğru gelmesede bunu onunla paylaşma gibi bir niyetim yoktu hem bana birşey yapacak birisine de benzemiyordu. İçimde ona duyduğum bu güvende neyin nesiydi Allah aşkına!

Düşüncelerimi bölen Baran Beyin sırtı olmuştu. Fazla dalmış olmalıyım ki durduğunu fark edememiştim ve güzelim burnum şuanda sızlıyordu.

"İyi misin?"

Elimi sızlayan burnuma götürüp acısının geçmesi için, kendime biraz zaman tanıdım. Daha sonrada Baran Bey'in sorusuna mahcup bir sesle cevapladım.

"İyiyim,sorun yok." Dedim. Adama durduk yere rezil olmuştum. Benim cevabımdan sonra sanki birşey olmamış gibi önüne döndü ardından da kapıyı açıp içeriye girdi. Açık bıraktığı kapıya baktım benimde girmem gerekiyordu ama sanki, cesaretim yok olmuştu oysa az önce ona güvendiğimi söylüyordum şimdi ne değişmişti. İçten içe kendimi cesaretlendirirmeye çalışırken, Baran Beyin sesini duydum.

"Gelsene. Hadi." Sanki bunu demesini bekliyormuşcasına içeriye bir adım attım. İçeriye girmemle düşüncelerim gördüğüm salon karşısında son bulmuştu. Evin dış görünüşü aksine içinin beyaz olması beni oldukça şaşırtmıştı. Mobilyalar,televizyon ünitesi,köşede duran masa ve sandalyeler kısacası herşey beyazdı. Bu ev gerçekten çok güzeldi kim bilir diğer odaları nasıldı. Ben etrafı incelerken Baran Bey çoktan koltuğa oturmuştu. Evi incelemem bittiğinde bende Baran Bey'in oturduğu koltuğun karşısına oturdum.

"Eviniz çok güzelmiş." Dememe mani olmamıştım.

"Beğenmene sevindim." Daha sonrada hemen ekledi.
"Şimdi gelelim asıl konumuza."

Bu güzellikler beni büyülemiş olmalı ki neden buraya geldiğimi unutturmama sebebiyet vermişti bana.

Ailem,ben buraya ailem için gelmiştim,bildigim doğruların aslında yalan olduğunu öğrenmiş ve bunun cevaplarını bulmak için gelmiştim. Sıkıntıyla nefes aldım. Hazırdım,hazırdım ama korkuyordum işte..hayatımın tepetaklak olmasından korkuyordum. Keşke gelmeseydim,öğrenmeseydim demekten korkuyordum. Gözlerini üzerimden çekmeyen Baran Bey sanki ne düşündüğümü anlamış gibi

"Korkma Hayat."

Hafifçe başımı salladım. Ne söyleyebilirdim ki?

"Serkan dosyaları getir odamdan." Demesiyle gözüm hep burada olan adama kaydı. Oysa onu şimdi fark etmiştim. Söylediği kişi mavi bir dosyayı masaya bırakıp Baran Bey'in önüne koydu. Herşey o dosyanın içinde olmalıydı. Merakla Baran Bey'e bakmaya başladım. Dosyayı eline alıp yüzünü bana çevirdi. Sanki bu başlıyoruz demek oluyordu. Bunun oluşturduğu sitresle tırnağımı avucuma geçirdim. Ne zaman sitrese girsem hep bunu yapardım.

"Bu dosyada ailen hakkında herşey yazıyor. Istersen kendin bakabilirsin." Demesiyle başımı olumsuz anlamda salladım. Ondan duymak istiyordum eminim o bu konuya fazlasıyla aşinaydı.

"Peki." Dedikten sonra dikkatle ona bakmayı sürdürdüm. Kalp krizi geçirecekmiş gibi hissetmem normaldi miydi acaba?

"Annenin ismi Meryem,babanın ismide Ahmet. Annen ev hanımı babansa büyük "Gürsoy İnşaat" şirketin sahibi. Burada yazıldığına göre baban, annenin babasından kalan aile şirketini yönetiyor. Ve burada yaşıyorlar yani İstanbul da."

YOL (Yeniden Düzenlenecektir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin