"Şimdiki zaman"
*Hayat*"Neden böyle yapıyorsun Arda? Biliyorsun bu tür şeyleri sevmiyorum. "
"Biliyorum ama seninle vakit geçirmek istiyorum."
"Senin evine gelemem lütfen daha fazla ısrar etme artık."
Yanıma yaklaşıp beni kolunun altına aldı bugünlük ısrarı bitmişti anlaşılan. Derin bir nefes aldım, tartışmadan sonlanması beni rahatlatmıştı. Çünkü Arda'yla tartışmak beni çok üzüyordu. Aklıma biran ilk tanışmamız geldi.O zamanlar Arda'ya fazla gıcık oluyordum hatta onun hakkında neler düşünmüştüm. Onu her gördüğüm yerde kaşlarımı çatıp onun ne kadar tiksinç bir insan olduğunu hiç çekinmeden gösteriyordum. Hatta daha sonra benim ona karşı olan tavrım yüzünden ufak tefek tartışmalar olmuştu. Sonrasında ise bu tartışmalar bizi birbirimize çekti başta ne kadar sinir bozucu ve zengin züppesi olduğunu düşünsemde zamanla bu düşüncelerim değişti. Geriye sadece anlamlı bakışmalar, tatlı atışmalar kaldı. Ve şuanda sevgiliydik neredeyse 1 sene olacaktı ve ilişkimiz harika ilerliyordu. Tek sorun Arda'nın sürekli benimle yanlız kalmak istemesiydi her ne kadar ona güvensem de korkuyordum sonuçta bir erkekti hem dışarda da vakit geçirebiliyorduk ne gerek vardı ki ev ortamına.
"Oo çifte kumrular bakıyorum keyfiniz yerinde."
Buse'nin sesini duyunca birbirimizden ayrıldık. Buse'yle de çok yakın arkadaş olmuştuk. Hatta bir sürü arkadaşım olmuştu. En içten gülümsemi yüzüme yerleştirdikten sonra ayağa kalkıp Buse'ye sarıldım ah bir kaç gündür görüşemiyorduk onu özlemiştim.
"Hayat boğuluyorum sanırım."
Benimle dalga geçiyor olmalıydı. Onun bu haline gülüp kollarımı üzerinden çektim. "Nasılsın bebek?"
"Ben iyiyim asıl sen nasılsın? En son hastaydın."
"Şimdi daha iyiyim kuzum."
"Sevindim."
Bana tepki olarak kahkaha atmıştı "ah evet baksana beni görünce yeniden doğmuş gibi oldun."
"Abartma istersen Buse" yüzüme sahte bir kızgınlık yerleştirip Arda'nın yanına oturdum.
"Yaa şaka yapıyorum alınmıyorsun demi."
"Biliyorum tatlım takılıyorum sadece."
"10 dakika sonra ders başlıyor hadi gidelim."
Buse'in sözüyle birlikte saate baktım doğru söylüyordu ayağa kalkmadan önce Arda'nın yanağından öptüm.
"Ben kaçar hayatım, sen ne yapacaksın?"
"Biliyorsun bugün dersim yok, her zamanki mekana gider arkadaşlarla takılırım."
Onun bu kadar gezmesine pek istemesemde artık kabullenmiştim. Sonuçta ikimizde ayrı bir bireydik tabi başlarda bu konu yüzünden çok tartışma olmuştu.
"Yine neler düşünüyor benim sevgilim."diyip sulu bir öpücük bırakmıştı yanağıma "ya Arda şöyle yapmayı kes,sevmediğimi biliyorsun."
"Biliyorum sevgilim" ah tabikide bile bile yapmıştı. "Neyse bizim gitmemiz lazım görüşürüz."
"Görüşürüz sevgilim." Diyip arabasına binip uzaklaşmıştı. Arda'nın gitmesiyle Buse koluma girdi. "Sen bu çocuğu nasıl tavladın bir daha anlatsana." İkimiz de buna gür bir kahkaha atmıştık. Bu kızı gerçekten özlemiştim."Sonra işte bir yerlere gittik,çok hoş bir çocuk Hayat bir görsen bana hak verirsin."
Ah yine başa dönmüştük bu kaçıncı kişiydi artık hatırlamakta güçlük çekiyordum. Sürekli birileriyle tanışıp heyecanlı heyecanlı anlatması beni çok bunaltıyordu. Ama yinede dinlemek zorunda kalıyordum biliyorsunuz arkadaşlık böyle birşey.
"Yaa öyle mi çok sevindim."
"Hayat dalga geçme benimle."
"Tamam." Diyip kıkırdadım.
"Bugünde çalışacak mısın?"
"Evet Buse bile bile niye soruyorsun ki"
"Bir ihtimal anlarsın ya" bu tavrına gülüp sarıldım. Artık işe gitmem gerekiyordu. "Kitap aşkına" adında bir kitapçıda çalışıyordum.
"Görüşürüz bebek."
"Görüşürüz kuzum."Telefona baktığımda Arda'nın hiç mesaj atmadığını gördüm. Ne zaman arkadaşlarıyla bir araya gelse beni unutuyordu.
Yunus ve Sinan'la iyi anlaşıyordum ama bir türlü Asu'yla anlaşamıyordum nedensizce beni bir türlü sevememişti. Hoş benimde onu sevdigim söylenemezdi. O çok fazla şeydi anlarsınız ya sürtük. Ve ayrıca fazla egoluydu ve prensesler gibi büyüdüğü o kadar belliydi ki, belkide bu sebeple beni yanlarına yakıştıramıyordu kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL (Yeniden Düzenlenecektir)
Genç KurguBen sigarayı almakla meşgulken Baran bedenini aşağı doğru kaydırdı. Bunu yapması bakışlarımın ona dönmesine yol açmıştı. Keşke bakışlarım hiç onu bulmasaydı. Resmen adamın dibine girmiştim. Yüzümüzde bir iki santim ya vardı ya da yoktu. Ben ne ara...