Bölüm 12

466 41 1
                                    

   Okula gelmeden önce Buse'yle telefonla konuştuk beni almaya geleceğini söylemişti ama buna gerek olmadığını söylemiştim. Sonuçta okul bana baya yakındı hem birazda yürümek istemiştim.

   Şimdi ise dersimiz bitmiş Buse'yle  kafeteryada kahve içiyorduk.
Buse her zamanki gibi fazla neşeliydi ama ben hala dünde takılı kalmıştım. Tabikide takıldığım konu işsiz kalmış olmam değildi elbet iş bulunurdu ama Kerem gibi bir arkadaş bulamazdım. Bunun burukluğu vardı üzerimde. Ve sanırım bir süre böyle devam edecek gibi görünuyordu derince nefes alıp Buse'nin anlattıklarına odaklandım.

   Canım arkadaşım her zamanki gibi yeni tanıştığı çocuğu anlatıyordu ama sanki bu biraz farklı gibiydi. Cem'den bahsederken gözleri parlıyor birde yanakları al al oluyordu. Açıkcası bu durum karşısında korkmadım değil.

  Buse, nasıl desem çabuk kapılır ve çabuk sıkılır yani pek öyle ciddi ilişkisi olan birisi değildir eğer gördüklerim beni yanıltmıyorsa bu çocuktan gerçekten hoşlanıyordu ve ben Buse'nin ilk defa karşılaştığı bu durumdan dolayı hem heycanlı hemde tedirgindim. Benim yaşadıklarımıda göz önüne alırsak korkmakta haklıydım. Umarım herkes aynı değil sözü doğrudur. Buse'nin üzülmesini ve kırılmasını asla istemezdim umarım sevginin ve aşkın en güzel haliyle karşılaşırdı. Ayrıca şu anlattığı çocukla  tanışsam hiç fena olmazdı. Ders saatin gelmesiyle ayağa kalktık.

"Yaa Hayat ben çok mutluyum."

"Hissediyorum bu diğerleri gibi değil."

"Yani nasıl diyim benimle konuşurken öyle nazik ve öyle kibar ki ben ilk defa bir erkeğin dış görünüşüne önem vermedim. Bu harika değil mi."

"Off acaba ne zaman buluşacağız?"

"Ben şimdi mesaj atsam olmaz demi? Yok.. yok olmaz onun bana yazması gerekiyor evet. Aynen öyle."

Canım arkadaşım amfiye girene kadar hiç susmadı hatta kendi kendine soru soruyor birde cevap veriyordu. Bu haline gülmeden edemedim. Aniden bana dönüp "Hayat hiç hocayı dinleyecek halde değilim sen not tutarsın sonrada bana verirsin olur demi?" Başımla onay verip hocanın söylediklerine odaklandım.

"Ne iş bakmayı düşünüyorsun?"

"Bilmiyorum ki hiç düşünmedim hem ne iş olursa olsun yaparım ben."

"Peki. Nereden başlayalım o zaman?"

Buse'yle kol kola girmiş etrafa bakıyorduk. İlerdeki bir restorantta gördüğüm "elaman aranıyor"yazısıyla Buse'ye dönüp "Bak şurada elaman aranıyormuş ilk buradan başlayalım." Dedim.
"Olur." Diyerek beni takip etti. İçeriye girdiğimizde üzerine lacivert,altına ise siyah pantolon  giymiş çalışanlara baktım. Gözüme kestirdiğim kısa,sarı saçlı kıza yaklaşarak "Merhaba ben iş için gelmiştim."
"Müdür Bey yarım saat önce yemeğe çıkmıştı ama merak etmeyin az sonra burada olmuş olur. İsterseniz şurada bekleyebilirsiniz." Diyerek gösterdiği masaya doğru ilerledik.  Teşekkür ettikten sonra masaya geçip Müdür Bey'i beklemeye başladık.

  Acaba ne işi yapacaktım burada. Her iş olsa yaparım diyordum ama pek iş geçmişimde yoktu umarım buna göre değerlendirmiyorlardır.

"Hey biraz sakin olur musun?"

Buse'in sesiyle ona döndüm.
"Sakinim ben."
"Çantamda ayna vardı bakmak ister misin?"
"Off tamam Buse. Tedirginim sadece o kadar."
"Bu halinde hiç çekilmiyor."
Ah arkadaşıma biraz sert çıkmıştım galiba. Yüzünü başka tarafa çeviren Buse'nin elini tutup bana bakmasını sağladım. "Kaygılarım var biliyorsun buda stres yapmamı sağlıyor yoksa sen kötü birşey demedin."
"Pardon ya yersiz alınganlık yaptım. Hem nerde kaldı şu müdür bozuntusu! Bizim gibi  genç ve güzel kadınları bekletmek hiç yakışıyor mu bu resmen bize hakaret."

YOL (Yeniden Düzenlenecektir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin