Şaşkınlığımı bir kenara atıp konuşmak için dudaklarımı ıslattım.
"Bunu nasıl öğrendin?"
"Benim öğrenemeyeceğim hiçbir şey yoktur Hayat."
"Ailemi araştırırken amcam olduğunu bilmiyor muydun ?"
"Hayır bilmiyordum. Çünkü amcan farklı bir kimlik kullanıyormuş ayrıca ailen gibi oda öldü olarak görünüyormuş."
Ben neyin içindeydim böyle. Başka akrabalarımda var mıydı acaba? Onlarda öldü olarak mi görünüyordu. Bana destek olmak istermişcesine Buse kolumu sıvazlıyordu. İçimdeki anlamsız düşünceleri Baran'la paylaştım.
"Benden neden gizleniyorlar? Neden böyle bir yolu başvurdular ellerine ne geçicek ben cidden anlamıyorum artık."
"Bana güveniyor musun?"
Biran gelen soruyla duraksadım. Aslında cevabını biliyordum ama artık ne düşüneceğimi kestiremiyordum. Hayatım hakkında herşeyi bilen bu adama güvenmekle doğru mu yapıyordum yoksa yanlış mi yapıyordum inanın bunu artık bilmiyordum. Herşeye gücü yeten bu adam ailemi araştırırken nasıl oluyorda akrabalarımdan haberdar olmuyordu. Buse'nin bana dokunmasıyla düşüncelerime bir süre ara vermek zorunda kaldım.
Sessiz bir şekilde " Cevap vermedin hala ?" Dedi.
Söylediğini onaylayıp dikkatimi benden cevap bekleyen adama verdim.
"Güveniyorum."
Maalesef güveniyorum. Umarım buna bana pişman etmezdi.
"Güzel. Bu oyunu ben bozucam Hayat. Sabırlı ol yeterki."
Sanki görecekmiş gibi başımla onu onayladım. Daha sonrada telefonu kapattı.
Aslında amcam hakkında çok sormak istediğim şeyler vardı. Malesef sorularıma cevap verecek tek kişi oydu ondan başkası bana yardımcı olamazdı.
Şuanda kendi kendime gülmekle meşguldum. Ailem yokken de canım yanardı,şimdi varlar hala canımı yakmaya devam ediyorlar. Onların peşini bırakmam belkide en doğrusuydu ama merak ediyordum işte..Içimdeki çocuğu bir türlü susturamıyordum. Düştüğüm durumun saçmalığına gülerken bu seferde göz yaşlarım devreye girmişti. Sanırım küçük çaplı sinir krizi geciriyordum. Bir süre kendi halimde hem güldüm hem ağladım. Bir kaç bilgiyle bu hale geliyorsam sonrasını düşünemiyordum bile. Herşeyden önce en çok aile yakıyormuş canını bunu bir kez daha anlamıştım. Canımı yakan bu insanları merak ediyordum birde. Aptaldım,bilen aptallardan.
Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildikten sonra gözlerim etrafta dolaştı. Murat amcayla Zeynep teyze birbirine sarılmış beni izliyorlardı. Başımı Buse'ye çevirince onunda benden aşağı kalır yanı yoktu. Benimle birlikte oda ağlamış olmalıydı. Artık nasıl kendimi kaybettiysem Murat amca ve Zeynep teyzenin odaya geldiğini bile hissetmemiştim. Odanın içinde bir sessizlik hakim olmuştu. Anladığım kadarıyla üstüme gelmek istemiyorlardı o yüzden beni kendimle baş başa bırakmışlardı. Eminim benimle birlikte onlarda üzülmüşlerdir. Yaptığım bencilliğin farkına varip yüzüme gülümseme yerleştirdim. Sonra, sanki biraz önce ağlayan ben değil mişim gibi Buse'ye dönüp onunla dalga geçtim.
"Yüzünün bu kadar ıslak olması burnundan akan sümük değildir umarım. Eğer öyleyse bu çok iğrenç."
Sözümü bitirdikten sonra abartılı bir şekilde gülmüştüm. Benimle birlikte Buse de gülmüştü. Bu biraz zoraki bir gülüş olsada ne yapmak istediğimi anladığı için bana uyum sağlamıştı. Ne yapmaya çalıştığımı anlayan diğer aile üyeleride yanıma gelip bana sarılmışlardı. Ben farketmeden bir aileye sahip olmuştum. Bu sefer yüzümde gerçek bir gülümseme betta oluşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL (Yeniden Düzenlenecektir)
Novela JuvenilBen sigarayı almakla meşgulken Baran bedenini aşağı doğru kaydırdı. Bunu yapması bakışlarımın ona dönmesine yol açmıştı. Keşke bakışlarım hiç onu bulmasaydı. Resmen adamın dibine girmiştim. Yüzümüzde bir iki santim ya vardı ya da yoktu. Ben ne ara...