Bölüm 26

167 12 0
                                    

  Ayaklarımda derman kalmamışken birde üzerime yapışan çamurla gidebildiğim yere  kadar gitmiştim. Sonrada Baran halime acımış olmalı  koluma girerek bana yardımcı olmuştu. Basta sırtını almaktan bahsetmişti ama daha o kadar aklımı kaybetmedigim için ona katiyen onaylamamıştım. Ayrıca benim kadar oda yorgundu ben sadece bunu gösteren taraftım o kadar.

  Az ileride bize el sallayan  köyü görmemle sevinçle Baran'a baktım. Benim kadar bu duruma Baranda sevinmiş olmalıydı. Yüzünde ona hep yakışan ama sıklıkla buna karşı gelen içten gülümseme vardı. Göz ucuyla yola ciktigimizdan beri konuşmayan şu yabancı adama baktım. Bizim aksimize onun yüzü hüzünle kaplıydı. Belki de halkınaydı bu hüzün..sanirim onları koruyamamış olması onu oldukça sarsmıştı. Ama önemli olan şimdiki zaman değil miydi? Geriye dönüp üzüntülerimizi yanımızda taşımamız bize sadece ağırlık verirdi. Keşke düşüncelerimize savaş açabilseydik..

  Zorlukla başımı ondan çekip önümüzde duran köye baktım. Bu köyün bizim karşımıza çıkması gerçekten çok iyi olmuştu. Ama burada garip birşey vardı. Biraz daha yaklaşınca bu garipliğin nedenini hemen anlayivermistim.  Burası terkedilmiş bir köydü. Ne bacası tüten evler nede her evde olması gereken çocukların sesleri vardı. Koca bir sessizlik! Biran burada yaşayan insanları düşündüm ve sonra onlara ne olduğunu? Bir adım daha atacakken biranda hafızamda bir takım görüntüler belirdi.

"Tam önümde oyun oynayan  beş tane çocuk,onların az ilerisinde de konuşan kadınlar vardı.

"Meryem koşturma düşeceksin."

Diye bağıran bir kadın. Ama yüzünde kızmış bir ifade yoktu sadece evladı için endişelenen bir kadın vardı. Onun yanında duran kadın ise yüzündeki tebessümle"Aman bırak Sibel çocuk onlar düşecektir sonra düştüğü yerden kalkacaktır."  Dedi. Kadın sanki onu duymuyor israrla çocuğuna bakıyordu. Çocuklar oynamaya devam ederken kadında bakislarini onlardan çekip yanında sohbet eden kadınlara çevirdi. Ama ara ara çocuklarıda bakıp kontrol etmeyi ihmal etmiyordu.

  Karsimdaki bu görüntü bana güzel bir manzara sunarken biranda bi silah sesi duyuldu. Herkes korkuyla etrafa dağılırken  az önce çocuğunu seslenen kadın hızla başını oynayan çocuklara çevirdi. Gözleriyle ufak bir arayışa girdikten sonra çocuğunu görmesiyle var gücüyla ona doğru koştu. Bir iki adım sonra çocuğuna kavusacak kadın bir adım daha atamadan bir silah sesi daha duyuldu. Bir saniye bile gozlerini ayırmadığı çocuğunun kanlar içinde yerde görmesiyle o iki adımı hızla tamamlayıp çocuğunu kollarının arasına aldı. Hem ağlıyor hemde evladının üzerindeki hasarı kontrol etmeye çalışıyordu.

YOL (Yeniden Düzenlenecektir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin