Hava aydınlanmış,güneş gökyüzünde yerine almıştı. Bense bunu sadece izlemekle yetinmiştim. Bu kadar saat düşünmem bana pek yardımcı olmasada en azından olmayan hayatıma bir amaç gelmişti. Sanki dolması gereken tüm boşluklar yerine oturmuş herşey daha da berraklasmisti. Yinede bu şüpheye düşmeme engel değildi. Kaçık birisi değildim öyle hemen söylenenleri inanıp adım atamazdım. Ama malesef bunlar bana her ne kadar gerçeğe uzak gelsede bir o kadar da gerçek geliyordu. Niye durduk yere bana böyle birşey söylesin ki? Işte bu soruyu tüm gece düşünmüş ve bir karara varmıştım.
Kaybedecek bir hayatım yoktu. Ayrıca kardeşim vardı onun için bile inanmalıydım. Ve onu çok merak ediyordum. Ben bir şekilde ayaklarımın üzerinde durabilmiştim peki ya o? O, nasıl bir hayatın içinde çırpınmıştı? Umarım gerçek olmasa dahi bir ailesi olmuştur. Benim gibi onunda eksiklenmesini istemezdim. En azından birimizin güzel bir hayatı olmalıydı. Annem ve babama gelecek olursak..bir amaç uğrana bizi bu dünyada bırakmışlardı. Yinede bu,bizi bıraktıkları gerçeğini örtbaz edemezdi.
Tecrübesiz,savunmasız bir bedene sıkışıp kalmıştım. Ben affetsem bile çocukluğum affetmezdi onları..derince iç çekip perdeyi açtım. Içeriye giren ışık gözlerimi kamastirsada güneşin sıcaklığı bedenimi gevşetmişti. Savsak adımlarla ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım.
Bir kaç saatin sonunda Baran-ı aramak için telefonu elime aldım. Çokta emin değildim ama bunu ne kadar erteleyebilirdim ki? Er geç bunu yapacaktım,inansamda inanmasamda..
Numaranın üzerine basıp çalmasını bekledim.
Karşı taraftın kalın tok sesi telefonu süslerken gözlerimi kapattım. Yapacaktım kardeşim bu şansı hak ediyordu.
"Hayat?"
"Orada misin?"
Sessizliğimi bozup kurumuş olan dudaklarımı islattim.
"Buradayım."
"Iyi misin?"
"Önemli olan benim nasıl olduğum değil seni neden aradığım."
"Tamam. Peki neden aramıştın beni?"
"Ben soylediklerini düşündüm ve bir karara vardim." Nefesimi dışarıya verip konuşmama devam ettim."Benim bir kardeşin var ve bende onun ablasıyım. Ablası olarak onu bulmalıyım. Yanı hemen aramaya başlayabiliriz."
Karşı taraftan bir nefes sesi duydum. Sanırım söylediklerim onu rahatlatmıştı.
"Bu kararı vereceğini biliyordum. Ben bir saate oraya gelmiş olurum sende o zamana kadar hazır ol."
Sadece "Tamam." Demekle yetindim. Başka ne söyleyebilirdim ki zaten. Telefonu kapattıktan sonra hazırlanmak için odama geçtim. Elime geçen koyu renk mavi kotu hızlıca giydim. Üstü içinde hemen belimde biten siyah kazağımi uygun bularak üzerime geçirdim. Saçlarımı kısaca baktıktan sonra topuz yapmada karar kıldım. Şimdi hıç daginik saçlarımı şekle sokmakla uğraşamazdım. Hazır olduguma karar kıldıktan sonra salona geçip Baran'ı beklemeye koyuldum.
Bugün dersten sonra işe gidecektim. Ama ne derse gidebilirdim nede işe. O yüzden Buse'yi arayıp bir süre ortalıklarda olmayacağımı hatta işi bıraktığımı söyleyecektim. Kim bilir ne kadar süre evime uğramayacaktım bu süreçte kimse beni idare edemezdi o yüzden malesef işimi bırakmak zorundaydım. Ayrıca kardeşimi bulduktan sonra neler olacağı hakkında tek bir fikrim bile yoktu. Belki uzunca süre buraya bile dönemezdim. İşi geçtim derslerimden bir hayli geri kalacaktım. Umarım biran önce kardeşimi bulurdum ve sonra eğer isterse benimle gelir ikimiz yeni bir başlangıç yapardık. Düşüncelerimi yansıtan bir gülüş yerleşti yüzüme. Bunun düşüncesi bile yanlız olan hayatıma ne iyi gelirdi. Baran gelmeden biran önce Buse'yi arasam iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL (Yeniden Düzenlenecektir)
Dla nastolatkówBen sigarayı almakla meşgulken Baran bedenini aşağı doğru kaydırdı. Bunu yapması bakışlarımın ona dönmesine yol açmıştı. Keşke bakışlarım hiç onu bulmasaydı. Resmen adamın dibine girmiştim. Yüzümüzde bir iki santim ya vardı ya da yoktu. Ben ne ara...