Depoya girdiğimde bir sandalye hariç her yerin dolduğunu gördüm. Yeni gördüğüm bu yüzler garip geliyordu.
Soğuk kanlılığımı koruyarak yürüdüm ve boş olan sandalyeye oturdum.
Aralarından biri "Orası Ahmet Bey'in yeri küçük hanım." dedi.
"Cesedini koymamı mı istiyorsun?" diye sordum.
Şaşkınlık ile "Ahmet Bey öldü mü?" diye sordu.
"Evet. Şimdi sizlerle haşır neşir olmaya gerek yok. Yerini bana bıraktı. Yapmam gerekenleri falan anlatmanız için çağırdım." dedim.
Kirli sakallı olan adam "Yüzüğü nerede?" diye sordu.
Cebinmden yüzüğü çıkarıp onlara gösterdim. Sanırım bu inanmalarına yetmişti.
"Öncelikle Ahmet Bey'in yerini bu bir yıl içinde terk edemezsin. Bu, sana güvenip mafyalık yüzüğünü vermiş, güvenini boşa çıkarmamak için olan bir kural." dedi bir kadın.
Ses tonu ince olan adam "Seni dövüşçü olarak eğittiği için onun bu kararını uygulayıp kafes dövüşlerine çıkmalısın." dedi.
"Peki abim ve ikizim de çıkmak zorunda mı? Onlar da kafes dövüşü için eğitildiler." dedim.
"Evet zorundalar." dedi.
Kızıl saçlı kadın "Bunların hepsini yapabilecek misin? Hem sen daha öğrencisin." dedi.
"Başa çıkarım. Ahmet Bey eğitimim bittiği için bu yıl koleje başlatmayı düşünüyordu. Okula gideceğim. Okuldan sonra ise kafes dövüşü ve mafyalık ile ilgilenirim." dedim.
Kirli sakallı adam "Ahmet Bey'in üstümde çok emeği var. Müsaadeniz olursa cenaze işlemlerini ben halletmek istiyorum." dedi.
"Tabii. Bence sorun olmaz." dedim.
"Birde yapacağımdan değil ama bu sorumluluklarımı yapmazsam veya aksatırsam ne olur?" diye sordum.
"Geçerli bir mazeretin olmaz ise cezası ölüm ile ücret almadan sınırsız hizmete kadar her şey olabilir." dedi.
"Bilgilendirme için sağ olun. Başka bir şey yoksa malum son olaylar belli. Evde olmam daha iyi olur." dedim.
"O yüzük çok önemli. Dikkatli ol. Başkasının eline geçmesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafes Dövüşü
Chick-LitYetimhaneden evlat edinilen üç kardeşin kafes dövüşü ne çıkmaları için eğitilmeleri ve sonrasında gelişen olaylar...