Kafes Dövüşü

Haram

Cenk ile mutfağa girmiştik ki öpüşen abim ve Papatya'yı gördüm.

"Ov haram! Haram lan! Durun görümcelik! Haram!" diye bağırdım.

Papatya abimden hızla ayrılınca bıyık altından sırıtmaya başladım.

"Tahminimden önce döndünüz." dedi abim.

"Evet öyle oldu. İsterseniz geri gidebiliriz." dedim.

"Şey biz şey yani yakmayacaktık. Şey oldu sonra şey yaparken siz geldiniz ama harbi şey olmayacaktı yani şey yok aramızda, şey." dedi Papatya.

Bu dediğine kahkaha attım ve "Biz bahçedeyiz. Siz devam edin." dedim.

Cenk'i çekiştirerek bahçeye çıktım. Abim ve Papatya'nın sevgili olmasına çok sevinmiştim. Oldukça yakışıyorlar.

Cenk "Bizim eve gitsek de abin meşgul olduğundan bir şey fark etmezmiş." dedi.

"Abime seslenmemi ister misin?" diye sordum.

"Sen abime yine de seslenme. Hem sevgilisi ile konuşması bölünmesin." dedi.

"Böyle bir dönüşü yaparken zorlanmadın mı?" diye sordum.

"Doğuştan gelen bir başarı bu." dedi.

Bahçe koltuğuna oturdum ve "Erhan Bey bana tuhaf geldi." dedim.

"Seni arayıp kurtarması vicdan azabı çektiğinden dolayı büyük ihtimalle." dedi.

"Evet, haklısın. Yine de kafamı karıştırıyor. Asıl sinirimi bozan kısmı ise sinirimi neden bozduğunu anlayamamam." dedim.

"Çözüm yolunu biliyorum." dedi.

"Ne?" diye sordum.

"Sevgiliye sarılmak." demesi ile gülerek ona sarıldım.

Kafamı göğsüne yasladıktan sonra "Haklısın bu tüm sinirleri alıyor." dedim.

"Boşuna konuşmuyoruz burada." dedi.

"Çok pis hoşuma gidiyorsunuz." dedim.

"Buna sevindim. Çünkü bende sana karşı boş değilim." demesine gülümsedim.

Bahçede kontrol amaçlı dolanan korumalardan birini görmem ile ona seslendim.

Hızlıca yanıma geldi ve "Buyurun Dilara Hanım." dedi.

"Ahmet Bey'in öldüğü çatışmada destek adam gönderen Emrah Bey'in soyadı ne?" diye sordum.

"Aker efendim." dedi. Aker? Beni huzursuz eden durum bu olabilir miydi?

"Cenk kalk o herifin yanına gidiyoruz." dedim. Eğer düşündüğüm şey doğru ise o adamın iyi yüzünü dağıtacağım.