Ölümcül

8.3K 441 955
                                    

1 Yıl Sonra

Çatışma sesleriyle gözlerimi açtım. Masanın üstündeki silahımı aldım ve hızla aşağı indim.

Bu bir yıl içinde Ahmet Bey'den silah eğitimi ve dil eğitimi de almıştık.

İlk başlarda kendisinin mafya olduğundan haberimiz yoktu. Sadece kafes dövüşü yapılan bir mekanı işlettiğini düşünmüştük.

Endişeyle abimlere döndüm ve "İyi misiniz?" diye sordum.

"Ben iyiyim." dedi Efekan.

"İyiyiz abicim. Senin bir yaran var mı?" diye sordu.

"Yok, merak etme." dedim.

Dışarıdan gelen kurşunlardan korunmak için yemek masasını yana devirdim ve önüme siper ettim.

Karşı tarafa silahım ile cevap verirken "Bu itler de kim?" diye sordum.

Papatya "Hiçbir fikrim yok." diye cevap verdi.

"Dilara dikkat et!" diye bağırdıktan sonra bana sarıldı Ahmet Bey.

Ben daha olayı çözememiştim ki üstüme kan bulaştı.

Ahmet Bey üstüme doğru düşünce onu dikkatlice yere yatırdım.

Sırtından giren kurşun ölümcül gözüküyordu. Mutfak bezlerinden birini alıp yarasına baskı yapmaya başladım.

"Baba!" diye bağırdı Papatya ve koşarak yanımıza geldi.

Ahmet Bey parmağındaki mafya olmasının sembolü olan yüzüğü çıkardı ve avucumun içine koydu.

"Benden daha iyi bu görevi yapacağına eminim." dedi zorlanarak.

Papatya ağlayarak "Baba hayır, gitme!" dedi.

Ahmet Bey'in kafası sola düşünce işaret parmağım ve orta parmağım ile boynundan nabzına baktım.

Nabzı atmıyordu. Emin olmak için elimi burun deliklerinin önüne koydum. Nefes almıyordu.

Papatya babasının göğsüne yaslanmış ağlıyordu.

Bana verdiği eğitim boyunca çok canımı yakmıştı. Hem ruhsal hem bedensel.

Her yönden canımı yakmıştı ve bunu yaparken hiç acımamıştı.

Bu son yılım hep bu adamdan nefret ederek geçmişti fakat Papatya gözümün önünde babasına sarılarak böyle ağlarken benim de kalbim burkulmuştu.

Kötüydü, acımasızdı falan ama değer veriyordu. Değer verme şekli ne kadar farklı ve yanlış olsa da...

Kafes DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin