Kafes Dövüşü

Sevgilisi

Olanların hepsini anlatmıştım. Herkes olanlara çok sinirlenmişti. Sonrasında odamdaki banyoda kısa bir duşa girmiştim. Bir haftadan uzun bir süre duşa girmemek harbi iğrenç bir şey.

Şimdi ise hep birlikte oturma odasında oturuyorduk.

Melike "Şu gözüne anahtar batırma kısmını tekrar anlatsana. Çok heyecanlı ve güzeldi." dedi.

"Şey sonra da anlatabilir. Şimdi ben Dilara'yı bir yere götürmek istiyorum." dedi Cenk. Abime izin versin diye bakıyordu.

"Gidin ama saat başı şuradayız, şunu yapıyoruz. İyiyiz diye mesaj atacaksınız." dedi abim.

"Tamam abi." dedim ve ayağa kalktım.

Cenk ile evden çıkınca "Nereye gideceğiz?" diye sordum.

"Bende bilmiyorum. Sadece yalnız kalmak istedim." dedi.

"İnsanların olmadığı sakin bir yere gidelim." dedim. Sessizliğe ihtiyacım vardı.

"Bizim ev boştu." dedi.

"Abime o zaman bizdeyiz diye mesajı sen atarsın. Lan benim telefon kazada gitmişti. Şuan aklıma geldi." dedim.

"Vaz geçtim. O zaman pikniğe ne dersin?" diye sordu.

"Aslında fena fikir değil." dedim.

"Ormanlık bir alan biliyorum. Kimse gitmez ama harika bir yerdir." dedi.

"Ormanlık alanda ne işin vardı?" diye sordum.

"Küçükken tarzanlık yapardım." dedi.

Kahkaha attım ve "O halini hayal etmeye çalışıyorum da olmuyor." dedim.

"Şimdi benim gibi karizmatik bir insanın nasıl ağaçlara tırmandığı sana ilginç gelmiştir." dedi.

"Aslında komik geldi." dedim.

"O zaman önce markete gidelim." dedi.

"Tamam ben burada bekliyorum. Bu arada  telefonunu versene. Ormanda şimdi telefon falan çekmez. Abime haber edeyim." dedim.

Telefonunu çıkarıp bana verdi ve "Şifre 163479" dedi.

Kendisi markete gidince telefonu açıp rehbere girdim.

Tam abimi arayacakken kayıtlı olmayan bir numara aramaya başladı.

Telefonu açıp "Cenk Yıldırım'ın telefonu. Buyurun." dedim.

"Sen kimsin?" diye sordu. Ağzını yaya konuşan bir kızdı.

Sert bir ses tonunda "Ben sevgilisiyim." dedim.

"Şakanın sırası değil. Onun sevgilisi benim."