Cenk'ten Devam
"Bunu hak etmiyordu. Onun daha yaşayacak günleri olmalıydı." dedi Melike.
Kazadan iki gün geçmişti. Bedeni uzun çalışmalara rağmen bulunamamıştı.
Bu iki günün hava şartlarından deniz çok hırçındı. Bu da onu oldukça uzaklara götürmüş demek oluyordu.
"Kardeşimi sana emanet ederken ne düşünüyordum bilmiyorum." dedi Tarık.
"Ben mi istedim böyle olmasını! Lan ben ona aşığım! Sevdiğim kızı koruyabilecek olsaydım korumaz mıydım! Senin kadar bende ona değer veriyorum!" diye bağırdım.
"Lan değer veriyorum demeyi biliyorsun! Benim kardeşimden vazgeçtiler. Arayan ekipler bile ölmüştür dediler. Benim kadar değer veriyor olsaydın şuan onun değil senin yasını tutardık!" diye bağırdı.
Papatya Tarık'ın kolundan tuttu ve "Tarık olanlar hepimizin isteği dışında gerçekleşti. İsteyerek olmuş olsaydı da geri dönüşü yok." dedi.
"Planların geri dönüşü yok ama ben kardeşimi kaybettim! Nasıl bir his biliyor musunuz? Daha küçücük çocukken anne ve babamı kaybettim. Şimdi ise kardeşimi. Bu nasıl ağır bir şey farkında mısınız! Üçünü de trafik kazasında kaybettim. Şimdi söyle bana hata bizim ailede mi yoksa bu kader denilen sikik alın yazısı bize düşman mı?" diye bağırdı Tarık.
"Senin acını anlayamayız ama hepimizin ki acı. Bunun azı çoğu yok. Hepsi üzüyor." dedi Cem.
"Cem haklı. Hem şuan ne yapabiliriz? Elimizden bir şey gelmiyor." dedi Melike.
Efekan hızla ayağa kalktı ve odadan çıktı. Ağladığını fark etmiştim.
Ela onun ardından ayağa kalktı ve "Ben Efekan'a bakayım." dedi.
Tarık sinirle kafasını öne eğdi ve yüzünü sıvazladı.
"Böyle olmamalıydı." diye mırıldandı.
"Tarık sana bir şey söyleyemem. Çünkü tüm kelimeler yaşadığın duruma az gelir ama biz buradayız. Yani yanındayız." dedi Papatya.
Tarık bir şey demeden Papatya'ya sarıldı. Sinirli hali geçmişti de üzgün hali gelmişti.
"Onu şimdiden özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafes Dövüşü
Literatura FemininaYetimhaneden evlat edinilen üç kardeşin kafes dövüşü ne çıkmaları için eğitilmeleri ve sonrasında gelişen olaylar...