Pijamalarımı giyindikten sonra kendimi yüz üstü yatağa attım ve telefonumla oynamaya başladım. Yerde minderlerin üstünde oturan Jessic dikkatimi çekti.
"Bir saattir kiminle konuşursun sen?"
"3. flörtle."
"Ne?!"
"Alış kızım alış bizde hayat böyle." dediğinde göz devirip iç çektim.
"Sıkıldım ben. Mutfaktan yiyecek bir şeyler alayım."
"İyi tamam."
Terliklerimi giyinip odamdan çıktım ve merdivenlerı koşa koşa inip salona geçtim.
"Aa nereye?" diye sordum montunu giyinen abimi görünce
"Markete gidip geleceğim hemen."
"Ne lazım ki?"
"Sana ne?" dedi kızarak.
"Tamam ya ne kızıyorsun. Sordum sadece."
"Zayn yukarda uyumak üzere. Çıkma sakın yanına."
"Tamam diyorum emir verme bana."
"İyi git yat sende saat kaç oldu."
"Tamam babacığım." dedim sinirle.
Benim taklidimi yaptı ve söylene söylene evden çıktı.
Aptal mıdır nedir.
Dolaptan abur cubuları alıp kucağıma doldurdum.
Sabaha kadar yemek yiyecektim. Zayıf olmak ne güzel. Yiyip yiyip kilo almıyordum. Hahaha.
Cips ve bisküvi paketleriyle birlikte sallana sallana merdivenleri çıktım.
Abim bana az önce neden böyle sert konuştu bilmiyorum ama çok şaşırmıştım. O bana hiç böyle davranmazdı.
Odasının önünden geçerken kapalı kapıyı açıp açmamak arasında kalmıştım. Elimdekileri aynal rafın üstüne bıraktım ve kapı kulbunu tuttum. Bunlar kesin bir haltlar karıştırıyordu. Zaten odadan hiç çıkmamışlardı.
Kapıyı yavaşça açarken kokudan midem bulanmıştı. Kahretsin ya bunlar bu pislikte nasıl yaşıyordu? Gerçi abimin kendisi pislik olduğu için garipsememiştir..
Ama Zayn koltukta sırtı dönük uyuyordu.
Sızdığını anladığım için hemen çıkmak istedim. Uyanmasın diye parmak ucumda yürürken duyduğum sesle durdum.
"Seviyorum, çok seviyorum."
Ağzım açık bakakalmıştım .
Ne..
Demek sevdiği biri varmış.
Hüzünle ona bakarken gerçekten çok üzülmüştüm. Daha önce de abim bir şeyler demişti ama anlamamıştım. Zayn cidden çok aşıkmış..
Acaba kime aşıktı. Gerçi ben nereden bileceğim.
"Seviyorum."
Mırıldanmalarını duydukça güldüm.
Yanıba gittim ve eğilip fısıldadım. "Kimi seviyorsun?"
"Seni.." dedi boğuk sesiyle. Doğru duyup duymadığımı bile anlamamıştım. Verdiği cevaba kıkırdayıp ayağa kalktım tekrar.
Sarhoşlarla konuşmak cidden aşırı komik bir şeydi..En son babam sarhoşken onu konuşturarak aylık masrafımı almıştım. Ertesi gün de para verdiğini hatırlamadığı için tekrar vermişti.
Çakalsın kızım Summer.
Neyse.
Abim gelmeden hemen odadan çıktım ve kapıyı kapattım. Yiyeceklerimi de alıp odama döndüm.
"Nerede kaldın yaa." dedi Jessica söylenerek. Cips paketini ona atıp ben de yatağıma oturdum.
"Ee dedikodu falan yok mu?" dedim bir avuç dolusu cipsi ağzıma atarken.
"Bir düşünmem lazım.."
"3. flörtün kimdi senin? Aklımda tutamıyorum da."
"2.nin kuzeni."
Çok yüksek sesle bir kahkaha attığımda o da dayanamayıp gülmüştü. "Aptalsın Jess."
"Ne yapayım çok yakışıklı. Her çiçeğin balını almak gerekir." dedi sürtük bir tavırla. Kendimden geçmiş gülerken az kalsın boğulacaktım.
"Sende geç kaldın kızım. Hala Martin'in arkasınsan ağlıyorsun."
"Ağlamıyorum bir kere! Çoktan bitti o iş. Onu sevmiyordum bile."
Omuz silkti ve telefonuyla yazışmaya devam etti.
Ben de ellerimi yıkayıp odama döndüm ve hemen yatağın içine girip instagramı açtım. Zaten baka baka da uyuyakalmıştım.
++++
ŞİMDİ OKUDUĞUN
summer🍒malik [tamamlandı]
Fanfiction"Evde kalmalıydım, kendi başıma daha iyiydim. Sana merhaba dediğimde her şeyin bittiğini biliyordum."