SAPLANTI | KTH

26

Ertesi Gün

  Taehyung'u görememiştim. Anlamadığım bir şekilde göstermiyorlardı ve yarın da mahkemesi vardı. Mahkemeye çıkmadan Öğretmen Park şikayetini geri almalıydı. Sapık Öğretmen Park'a soyunma odasına gelmesi için mesaj attım. Kameraların olmadığı bir yerdi sonuçta.

  "Niye çağırdın beni?" diye sordu.
  "Düşüneceğini söyledin." dedim.
  "Düşündüm ve şikayetimi geri almamaya karar verdim." dedi.
  "Peki, eğer Taehyung ceza alırsa bu okulun çatısından aşağı atlayacağımı sana söylemek istedim." dedim.
  "Şikayetimi geri almam için yapıyorsun." dedi.
   "İzle ve gör. Taehyung'un hapiste olduğu bi geleceği düşünemiyorum. O yoksa ben de yokum. Belki arkamdan sen de atlarsın ha?" diye sordum.
  "Onu bu kadar çok mu seviyorsun?" diye sordu.
  "Çok!" dedim. Başını sallayıp anlamadığım bir şeyler söyleyip gitti. Şimdi zafer sırası bende.

    Okul bittiğinde Öğretmen Park yanıma geldi.
   "Tebrikler." deyip gitti. Nasıl yani? Şikayetini geri aldı mı? Lütfen bu sefer gerçekten kazanmış olayım lütfen. Telefonum çalmaya başladı. Taehyung arıyordu.
  "TaeTae!" diyerek açtım.
  "Şikayetini geri almış." dediğinde sevinçten ağlamaya başladım.
  "Neredesin? Seni görmek istiyorum." dedim.
  "Bu akşam seni almaya geleceğim ve çok güzel bir yere götüreceğim." dedi.
  "Tamam, seni seviyorum." dedim.
  "Ben de seni seviyorum." dedi.

Akşam

  Taehyung sonunda gelmişti. Arabasından indiği an ona sarıldım.
"Çok korktum çıkamayacaksın diye," dedim.
"Şikayetini neden geri aldı anlamadım." dedi.
  "Kendimi öldürürüm diye tehdit ettim onu. O benim zaaflarıma oynadı. Onun zaafı da benim, ben de onun zaafına oynadım." dedim. Gülümsedi.
  "Senin zaafın da ben miyim yani?" diye sordu bir elini çeneme koyup diğer eliyle de saçlarımı okşarken.
"Evet TaeTae. Zaafım sensin."
  "Benim de zaafım sensin." dedi ve dudaklarıma öpücük kondurdu.