"Ben kapının önünde bekliyor olacağım." dedi Taehyung.
"Teşekkür ederim ama gerek yok. Kendimi koruyabilirim." dedim.
"Kendini koruyabilirsin tabii ki. Ben sadece yanında olmak istiyorum." dedi.Odasının kapısını çaldım. Kapıyı açtı ve içeri girdim. Bakışlarındaki kötülüğü yakalayabiliyordum artık. Nefesimi tutuyordum anlamsızca. Ellerim titremeye başlamıştı. Neden bu kadar korkmuştum ki? O bana zarar veremez.
"Az sonra buraya kamera takılacak. Mutlu musun?" dedi sesini olabildiğince alçaltarak.
"Bu sizi durdurabilecekse mutluyum." dedim.
"Cezanı çekeceksin Min Ah. Bir gün mutlaka yalnız kalacaksın ve o gün bana yalvaracaksın. Seni kurtaracak annen, baban ve Taehyung olmayacak. Her şeyi ayarlayacağım ve beni asla yakalatamayacaksın Min Ah." dedi. Ellerini yanağıma koyduğunda hızla eline vurdum.
"Kaybedeceksin." dedi.
"Sizden korkmuyorum. Kanıtlayacağım nasıl bir sapık olduğunuzu." dedim. Saçımı çekti.
"Bana sakın bir daha sapık deme yoksa planımı öne almak zorunda kalacağım. Benimle iyi geçin Min Ah." dedi ve arkasına dönüp masadaki kağıtları aldı.
"Bunları sınıfa dağıt." dedi."Bir şey dedi mi?" diye sordu Taehyung.
"Bunları sınıfa dağıtmamı söyledi. Bir şey anlamamış gibi yapıyor sanırım." dedim.
"Saçmalıyor." dedi.
"Biliyorum. Boşver TaeTae. Onu yeneceğiz." dedim. Bana sarılıp yanağımı öptü.
"Biliyorum." dedi. Sapık Öğretmen Park'ın söylediği gibi kağıtları sınıfa dağıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI | KTH
Fanfiction"Babanı uğurladığına göre acele etmezsen okula geç kalacaksın." Etrafıma baktım ama tanıdığım hiç kimseyi göremedim. Issız bir yer olduğu için tedirgin olmuştum. Adımlarımı hızlandırıp okula yetişmek için durağa doğru yürüdüm. Durakta benim üst sın...