8.{İZ}

353 31 30
                                    

Merhaba☆☆☆

Umarım beğenirsiniz...

İyi okumalar☆☆☆☆

○_○

●●●

Akşam yemeğini hoş bir sohbet ve dolu dolu gülüşlerle kapattıktan sonra Can'ın uyku saatinin gelmesi üzerine Aysel hanım'lar kalkmıştı. Onları uğurladığımız sürede Can'ın tatlı ve bir o kadar da komik halleri hepimizi gülümsetirken ayrıldığımız için üzgün olan Can da şebekliklerimizle beraber biraz da olsa neşelendi. Onların gitmesi üzerine, Aysel hanım'ın ısrarlarına rağmen ona toplatmadığımız, masayı Savaş'la beraber toplamaya başlamıştık. Her ne kadar toplamamı istemese de kucağıma koyduğum bir kaç parça eşyayı da taşıyabilirdim ve taşıdım da. İşimizi bitirip koltuğa kurulma ve yarım kalan dizimize devam etme kararı almıştık.

Nihayet işleri halledebildiğimizde, ki çoğu şeyi Savaş halletmişti, beni koltuğa doğru yönlendirdi. Beklemediğim bir anda kollarının sırtım ve bacaklarımla buluşması dudaklarımda küçük çaplı bir çığlık olarak can bulurken beni koltuğa oturtmuştu. Hâlâ üzerimde çekilmemişken sıcak nefesleri kirpik uçlarımı eritecek kadar yakınımdaydı. Yakınlığımız devamlılığını sürdürürken konuşmak için dudaklarımı aralamıştım fakat kem küm etmekten başka bir işe yaramamıştı.

"Ah, şey... Teşekkür ederim."

O ân beklemediğim bir şey oldu, Savaş genişçe gülümseyip başını hafifçe yana yatırdı ve kıvrılmış dudaklarına eşlik eden kısık gözlerini bana sundu.

"Halbuki bunlar, utanılacak son şeyler bile değil."

Söylediği sözler üzerine gözlerimi kocaman açarken zamanını kavrayamadığım bir süre sonra ancak konuşabilmiştim.

"Utanmadım, hazır değildim sadece."

Savaş dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra konuştu.

"Bundan sonra kucağıma alırken haber veririm."

Gülümseyerek üzerimden çekildi. Söylediği şeyler üzerine sinir tepeme çıkarken bedenimin kasılmasına engel olamadım. Savaş, acıyla inlerken ne olduğunu anlayamamış ve şaşkın gözlerimle yüzüne baktım. Göz göze geldiğimizde ise gözleri birer ateş parçasını andırıyordu. Gözleri, şaşkınlıkla araladığım dudaklarıma inerken kaşlarını çatıp gözlerini tekrar gözlerime çıkardı.

"Ne yapıyorsun?!"

Sesi kısık ve oldukça boğuktu. Başımı hafifçe iki yana salladım.

"Anlamadım?"

Savaş dayanamıyormuş gibi gözlerini yumdu ve kesik bir nefes verdi.

"Tırnakların... Boynuma iz bırakıyorsun."

"Ha?"

Gözlerimi irice açarken verdiğim daha doğrusu verebildiğim ilk tepki bu olmuştu. Ellerimi, beni kucağına alırken refleks olarak sardığım boynundan hızlıca çektim.

"Ah... Üzgünüm, fark etmedim."

Derin bir soluk bırakırken sonunda üzerimden çekilebildi. Ayakta dikilip öylece bana baktıktan sonra televizyona ilerleyip yemekten sonra devam etmeye karar kıldığımız dizi için televizyonu ve bilgisayarı ayarladı. İşini bitirip tekrar bana döndüğünde ise yanıma yaklaşıp konuştu.

"Atıştırmalık olarak istediğin özel bir şey var mı?"

Sorusu üzerine başımı olumsuz anlamda salladım.

VEDA GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin