16.{PED}

317 21 16
                                    

Keyifli okumalar....

Oylamayı unutmayın....

●○●○●○●○

İki gün olmuştu.

Tam tamına koca iki gün...

Hâlâ gözümün önündeydi. Söylediğim şeyin ardından Savaş'ın gözleri adeta bulutlanmıştı. Yığınla ifadenin içerisinden en belirgin olan ise pişmanlıktı.

Belki de sormasını koca bir hata olarak görmüştü, bilemezdim.

Bense saatlerce ağlamıştım.

Babam beni satmıştı.

Üvey.

Ne fark ederdi?

Savaş, bir yığın özür dilemişti. Onu suçlamadım, suçlayamadım. Ne ya da neler yaşadığımı bilemezdi. Ne kadar süre ağladığımı bilmesem de bildiğim bir şey vardı, Savaş'ın kollarında ağlamış ve uyuyakalmıştım.

Tuhaftı.

Bir erkeğin açtığı yarayı başka bir erkek saramazdı.

Peki ben, Savaş'ın sarmasını bekliyor muydum?

İşte bundan hiç emin değildim.

İki gün önce büyük bir heyecanla yaptığım çikolatalı pastanın koca bir dilimi önümde dururken gözüm onu bile görmüyordu.

Acılarımı bir kişi daha biliyordu.

Savaş'ı o geceden sonra görmemiştim. Çok erken çıkıp çok geç döndüğünü biliyordum. Koltukta uyuyakaldığım bir keresinde yatağımda uyanmıştım. Ya çok yoğun çalışıyordu ya da bana, yaşadıklarımı hatırlatarak acı çektirdiğini düşünüp yüz yüze gelmiyordu.

O günden sonra ise iletişimde olduğum tek kişi Büşra'ydı. Bir-iki kere telefonda konuşup kısa mesajlarla haberleşmiştik. Evden kaçalı henüz bir haftayı birkaç gün geçerken rehavete kapılamazdım. Savaş'ın yanında güvende olsam da elbet bir gün bu evden ayrılacaktım. Bu yüzden de, Büşra'yla bile mümkü olduğunca az seviyede iletişime geçmeliydim.

Bugün sanki hava bile biliyordu, benimle beraber üzülüyordu. Kış bahçesinin dışında kalan ve yağmurdan nasibini alan bahçeye baktım. Zaten melankolik olan hâlim yağmurla daha da pekişirken derin bir nefes verdim.

Düşünme.

Düşünmeyecektim.

Önümdeki pasta tabağını âni bir kararla ve hızlıca kucağıma çekip büyük ve hızlı çatallarla yemeye başladım. Dakikalar içerisinde bitirdiğim pastayla karnım bayram etmiş ben de az da olsa iyi hissetmeye başlamıştım. Boş olan tabağımla yerimden kalkarken yanımdaki tekerlekli sandalyeyi umursamadan sekerek ilerlemeye başladım. Mutfağa ulaştığımda tabağı ve çatalı makineye yerleştirip saçlarımı topladım. Üzerime giydiğim tişört ve şort da kirlenmesin diye bir önlük giyindim.

Evet, tüm hıncımı mutfakta çıkarabilirdim.

Dolaba yönelip hızlıca malzemeleri çıkartmadan önce telefonumun sesini son ses yaparak şarkı listemi başlattım. Hemen ardından ise patatesli böreğim için hamur yoğurmaya başladım.

Delilik bedavaydı.

Canım patatesli börek çekmişti ve ben de patatesli börek yapacaktım.

On-on beş dakika kadar süren yoğurma işlemini bitirip hamurun üzerini kapattım ve dinlendirmeye bıraktım. Hemen ardından iç harcını da hazırlayınca börekle ilgili sadece işçilik kalmıştı.

VEDA GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin