23.{KÜÇÜK MİSAFİR}

167 16 7
                                    


Herkesciklere merhaba👋🏻👋🏻

Umarım okuyan, tabii kaldıysa, herkesin hoşuna gider🤗🤗

Keyifli okumalar bebişler🥰🥰😘😘

***

Saniyeler, Savaş ile olan bakışmamızın üzerine eklenerek çoğalırken, o hâlâ daha cevap vermemişti. Sorumu yenileme ihtiyacı duyarak hafifçe öne eğildim ve konuştum.

"Savaş, etrafımızda neden sürekli korumalar var?"

Kaşlarını hafifçe çatıp biraz düşündü. Daha sonra ise omuz silkip ifadesiz bir yüzle konuşmaya başladı.

"Aslında bir nedeni yok. Yani özel bir nedeni yok, güvenlik için."

Oturuşunu değiştirip geriye yaslandı ve kollarını önünde bağladıktan sonra devam etti.

"Evim merkeze pek yakın sayılmaz, etrafta vahşi hayvanlar olabiliyor. Ki, bazen bu vahşilik sadece hayvanlara özel bir durum da olamayabiliyor."

Evinin şehir merkezine uzak kaldığı gerçeğiyle onu onaylarken daha sonrasında kurmuş olduğu cümleye anlam veremedim.

"Nasıl yani?"

Kafasını öylesine sallayıp ayağa kalktı ve bana arkasını dönerek ilerlemeye başladı.

"Boşver, saat artık geç oldu, vitaminlerini iç ve uyu."

Söylediği sözler, tetikte bekleyen uykumu harekete geçirip esnememe sebep olurken, gözlerim sulanmış ve bedenim aniden ağırlaşmıştı. Hayır, bu ani bir ağırlık değildi, resmen pert olmuşluğum ufak bir hatırlatmayla su yüzüne çıkmıştı.

"Sanırım bugün seni fazla yordum, özür dilerim."

Uzattığı bardağı ve ilacı aldım.

"Sen iç, ben seni yatağına taşırım."

O, konuşurken bitirdiğim bardağı sehpahaya koymuş ve hayır demek için ağzımı açmışken bir anda esneyiverdim. Eş zamanlı olarak kendimi Savaş'ın kucağında bulurken, artık gözlerimden yaş düşüyordu ve hayır diyecek konumda değildim.

**

Huysuz mırıltılar kulaklarıma asılıp zihnime tırmanırken bilinçizliğimi koruyordum. Parmaklarımda hissettiğim küçük sızılar ise beni uyandırmaya yemin etmiş gibiydi, mırıltılar sürüyordu. Hâlâ yarı uyur vaziyetteyken içeri giren hafif ama soğuk rüzgarla da tamamen uyandım.

"Of, hâlâ uykum var ama benim!"

Yatağı tekmelemeye koyulduğum o ânda parmaklarımda tekrar küçük sızılar belirdi ve mırıltılar yükseldi.

"Mırlamak?"

Yatakta ani bir hareketle doğrulduğumda, daha doğrusu "doğrulmaya çalıştığımda" başımı yatak başlığına çarpıp hafifçe inledim.

"Ahh.."

Başımın acısına aldırmamaya çalışırken bir elimle başımı ovuşturup diğeriyle de yataktan destek aldım ve doğruldum. Gözlerim, biraz terddütle de olsa az önce kolumun sarktığı ve elimin bulunduğu komodinin önüne kaydı.

Gördüğüm şeyle ilk birkaç saniye şok içinde gözlerimi ayırırken sonrasında verdiğim ilk tepki içimdeki sevgiyle boy ölçüşemezdi.

"Ayy, ben seni yerim ama ya. Manyak şey seni, ne işin var orada?"

Sırtı yere paralel, patileri yukarıda öylece beni izleyen küçük kedi, birkaç kez patilerini salladı ve mırladı.

Sağ elimi havaya kaldırıp uzattım.

VEDA GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin