21.{ASILMIŞ SAÇLAR}

269 20 13
                                    

Herkese yeniden merhaba🤗🤗 Yeni bir bölümle karşınızdayım🙂 Umarım bölüm hoşunuza gider ve hayalet okuyucu olmazsınız😘😘😘

****

"Kalbimin kırıklarını süpürüp kavanozlara sakladım. Göğsümdeki boşluğu kanımın bulaştığı hayal kırıklıklarım aldı."

***

Bir takım uyuşuklukları atlatıp nihayet gözlerimi açabildiğimde bahçeyi sarmalayan ve odamın içini dolduran güneşle karşılaştım. Her sabaha böyle uyanmaya alışmaya başlamıştım ve bu sonu üzücü olabilecek bir alışkanlıktı. Yatakta doğrulup karmakarışık olmuş saçlarımı düzeltmeye çalıştım, boşunaydı. Dün gecenin ağlaklığı sıcak bir nefes gibi ensemde dururken tedirgin hissettiriyordu.

Bir yerden sonra ağlamak da yoruyordu.

Elim hâlâ saçımdayken temizlenme isteği dört bir yanımı sardı. Yataktan ayrılıp olabilecek en hızlı şekilde banyoya ulaştım ve yüzümü yıkayıp ensemi ıslatım.

Ensem hâlâ yanıyordu.

Mutfağa adımladığım sıradaysa Aysel hanım ile göz göze geldik. Gülümsedi. Gülümsemeyi denedim ve başardım.

"Günaydın yavrum, ben de tam seni uyandıracaktım. Savaş çoktan çıktı, gel de kahvaltı edelim."

Elimi enseme atıp yapışan saçları çekiştirdim.

"Şey.. Önce duş alsam daha iyi olacak."

Aysel hanım başını hafifçe salladı.

"Tabii, ben poşet ve havlu getireyim, seni güzelce temizleriz."

Gözlerim etrafı taradı, saçlarımı tekrar çekiştirdim, artık canımı acıtacak kadar.

"Ah, şey.. Sanırım yalnız yıkanacağım."

Aysel hanım beni baştan aşağı süzüp bir takım terddütlerden sonra onayladı.

"Pekâlâ, Sen nasıl istersen."

Gülümsedim.

"Teşekkürler."

*

Zamanı ve hislerimi kaybettiğime emin olacak kadar fazla zaman biriktirmiştim suyun altında, fakat ne kadar biriktirdiğimi ya da, hatta daha doğrusu, ne kadar harcadığımı bilmiyordum zamanı.

Parmaklarım buruşup, çenem ile bedenim soğuktan zangır zangır titrerken içimdeki ateş de bir benze dinmiş gibiydi.

Duş başlığını susturup kabinden çıktım, poşetlerimden de kurtulduktan sonra aynanın karşısına geçip aksimi süzdüm.

Sürekli ve sürekli ağladığımdan olsa gerek gözlerim şiş ve altları hafifçe halkalıydı. Islak saçlarım çıplak omuzlarıma darağacının başıboş ve sevimsiz ipleri gibi asılmıştı. Ellerimi, yerini öncesinden bildiğim ve aldığım metale sardım.

Saçlarımı astım..

*
Pür dikkat önümde serilen polisiye filmi izlerken aynı zamanda nasıl başardığımı bilmeden büyük bir açlıkla, adeta hunharca, ikinci tabağım olan salçalı makarnayı yiyordum.

Aysel hanım, banyodan çıktığımdan beri hafif bir tedirginlikle sorular sormuş, hiçbirine cevap alamayınca da çareyi sessizce oturup beni izlemekte bulmuştu.

"Katil, kesinlikle ablası."

Söylediğim şeyle Aysel hanım televizyona kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü.

VEDA GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin