12.{HABERSİZ AŞK}

284 26 12
                                    


Selam kurabiyelerim...☆☆☆

Sizleri seviyorum, keyifli okumalar...☆☆☆☆

●●●

Olduğum yerde apışıp kalırken göz göze kaldığım kadın da benden farklı sayılmazdı. Saniyeler birbirini tüketirken ikimizde de bir değişiklik olmamıştı sonrasında ise aklım başıma gelebilmiş ve hızla kafamı çevirmiştim.

Siktir!

Ne yapacağımı bilemez halde kadın dışındaki her yere bakarken konuştum.

"Sen de kimsin?"

Sesim zar zor çıkarken malum bir olayı bölmüş olma ihtimalim hem utanmama hem de iğrenmeme neden oluyordu.

İnsan evde ben varken yapmazdı!

Hareketlendiğini hissettiğim kadına istem dışı gözlerim kayarken neyseki üzerini giyinmiş halde bulmuştum.

Şükür...

Göz göze geldiğimizde iri kahverengi gözlerindeki belli belirsiz tedirginliği hissettim.

"Ah... Şey, ben... Siz, Savaş bey'in sevgilisi misiniz?"

Kesik kesik ve zorlama sözlerine anlam yüklemeye çalışıyordum. Bey dediğine göre sevgilisi değildi, ki olsa böyle bir soruyu sormazdı.

Eskort?

Kaşlarımı çattım.

Evde ben varken mi?

Olmazdı herhalde, olamazdı. Çatık kaşlarımla kadına bakmaya başladım. Beyaz sıradan bir gömlek ve siyah bir kot giymişti. Eskortlar böyle giyinmezdi herhalde.

Giydikleri kıyafetlerin çetelesini mi tuttun?

Kendi içimdeki saçmalamama göz devirip önümdeki kıza odaklandım.

"Sadece sorulana cevap vermeni öneririm."

Sert çıkışım üzerine sırtını dikleştirdi ve önüne gelen bir tutam saçı geri savurdu. Hafifçe çattığı kaşlarıyla gözlerime bakıyordu.

Ah, emin ol ben senden de sinirliyim.

"Ben sadece Savaş'ın gelmesini bekliyordum."

Bey, kelimesini çıkartarak bana meydan okuması komikti, Savaş'ın ise burda olmaması garip. Gözlerim kızın az önce üzerinde, şimdi ise koltuğun üzerinde olan tamamı tül geceliğe gitti, hemen ardındansa gözlerimizi buluşturdum.

"Siz, yani..."

Gözlerimle geceliği işaret ederken kızın bakışlarını da o yöne çektim. Geceliğe bakıp yüzünü tekrar bana döndüğünde ise paniklediğini kaçırdığı gözlerinden anladım. Başını hafifçe eğerken konuştu.

"Öyle bir şey olmadı."

Elimi yanımdaki ada tezgahına yaslayıp yorulmuş ayaklarım adına yavaşça bar sandalyesine oturdum. Gözlerim tekrar genç kadını bulduğunda o da bana bakıyordu.

"Ama sen olmasını istedin, o yüzden de buradasın. Benim anlamadığım noktaysa Savaş neden burada değil?"

Söylediğim şeyler üzerine dolan gözleriyle karşıladı beni.

Acıtasyon zamanı mı, cidden mi?

Alel acele hareketlenip koltuğun diğer tarafındaki çantaya uzandı ve onu eline alarak bana bakmadan konuştu.

"Ben gitsem iyi olacak, özür dilerim. Başka da bir şey de diyemem zaten."

Az önce bana meydan okuyan kızdan özür dileyen kıza dönüşmesi oldukça hızlı olmuştu. Kapıya hareketlenmesi üzerine kaşlarımı çattım.

VEDA GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin